TEMİZ KRAMPONLAR OPERASYONU GİZEMLİ BAŞKA OPERASYONLAR SÜRECİ Mİ?
Önce ‘Aslantepe Ali Sami Yen Arena’ açılışında ‘ıslık bahanesi ile’ Galatasaray ıslanıncaya kadar dövüldü. Bu bir şeylerin işareti idi, fakat bu işareti dikkate almayıp, birileri ‘Galatasaray’a Banka Asya’da başarılar dilerken, beklenmeyenin ötesinde FB’ye saldırıldı. Gözaltılar sonrası başkan ve bazı yönetim kurulu üyeleri tutuklandı. Şimdi de Trabzonspor, Bursa ve BJK'de göz altında. Bu süreç yayılır mı, yani fazla yaygınlaştırırlar mı dersiniz? Örneğin kısa sürede Bursa'da bitirilip, Gaziantep, belki de Kayseri şampiyon ilan edilir veya süper lige, hatta ve Avrupa kupalarına ara verilir mi?
Özdeki amacım, futbolu ve toplumu temizlemek değil gibi. Sanki halkın ortak sevinci futbolu, özellikle egemenimin tutkusu Fener’i ve yandaşım Deniz Feneri’ni kullanarak yarattığım sahte aydınlatmayla halka; 'dürüstüz, biz her yanlışın üzerine gideriz, bizim için şeffaflık esastır' imgesi yaratıyorum. Ve bu çizgiyle ideolojik amaca uçmak için safraları mı atıyorum?
Aklına gelmiyor değil;
Ülkenin yönetim yapısındaki köktenci değişimlerde halkın hassas olduğu alanlara inmek gerekir. Bu alanda ürküntü yaratmamak için de; halkın ortak sevinci futbol resmen araç olarak kullanılır.
Böylesi bir sürecin başlangıcı mı idi, “Aslantepe Ali Sami Yen Arena” açılışındaki başbakanın ıslıklanması? Biliniyor ki ıslıklamayı tetikleyen kişi şimdi bakan olan aynı zamanda GS kongre üyesi TOKİ başkanı E. Bayraktar. Amacım, 4 büyükler kurumsallığını çok büyüklere çevirmek olmasın? Buradan yola çıkarak futboldan da geçinmeye başlayan ben; ‘Anadolu’da futbolu yaygınlaştırıyorum’ aldatmacasıyla futbolun evrensel ideolojisini, kendi ideolojik kimliğime endekslemeyi ve siyasi ranta dönüştürmeyi düşünmediğim söylenebilir mi?
TC'de büyük değişimler için zaman yaratmak ve başka bir cumhuriyete alan açmak…Dahası, dinden ve yoksuldan geçinirken 'doların yeşilini İslam’ın yeşiliyle harmanlayıp yeşil sahalara inerek' futboldan da mı geçinmeye başladım? Halkın ortak coşkusu futbol ile halkın duyarlılık refleksini başka alanlara kaydırıp ideolojik duruşlarımı mı kurumsallaştırıyorum?
Farklı bakış açısı getirdiğinizde de, benim aynı şeylerim kafanıza takılıyordur.
Galatasaray'ın FB dağılmasın, daha fazla zarar görmesin diyerek topçularını kiralamayı düşündüğü haberi doğru ise, karalamaya açık, zamanlaması yanlış dürüst bir yaklaşım. Birileri 'fırsatçılar ve de batan geminin yağmacıları' yorumunu rahatlıkla yapabilir. Böylesi bir süreç ancak kulüpler arasında olası ikili görüşme ile gündeme getirilebilir. FB’nin ceza alacağını şu aşamada söylemek, hukuki açıdan da sakıncalı olmanın yanında ethik de değil. Bu amaçlı gözaltılar da sıranın GS'ya gelmeyeceğini kim söyleyebilir ki?!
Tüm bu gelişmeler karşısında, yani gizemli amaçlarımın önünü almak için, 4 büyük kulüp taraftarları ve diğer duyarlı kulüp ve taraftarlarıyla bir dayanışma içinde ortak bildiri yayınlanması gerekir.
Birileri çıkıp;
“ ‘Temiz Kramponlar Operasyonu’ bana inandırıcı gelmiyor, başka sürecin aracı izlenimi verir gibi. Asıl amacın; 4 büyükler dışında ‘Anadolu’da futbol başarısı yaymak' değil, futbolu ve Deniz Feneri’ni kullanarak TC 'yi köktenci yaklaşımla yeniden yapılandırmaktır. Bu nedenle futbol ve taraftarını ideolojinin aracı olarak görüyor ve futbolun ekonomik gücünü siyasi ve ekonomik rant adınabiçimlendiriyorsun. Galatasaray ile başlattığın ve Fener ve Deniz Feneri ile sürdürdüğün bu sahte dürüst imge sürecinde, belki de CHP’nin yemin etmemesini de bahane ederek CHP’nin dışarıda bırakıldığı TBMM’nin yeni atlasını kurgulamaktır, temel amacın. Bu nedenle, sporda var olan toplumsal dayanışmanın öncü gücünü demokratik yollardan sapmaksızın duyarsızlığımızı kırarak üstleniyoruz” deme yürekliliğini gösterse, acaba tepkim ne olur, hiç düşündünüz mu, salt Fener, Galatasaray, BJK ve Trabzon için bağıran’ bay suskunlar?
Futbol asla; bireysel üstünlüğün ve hastalıklı ‘ben’in tatmininde basıt görece coşku değil, halkın görece de olsa barış içindeki ortak coşkusu ve sevincidir. Bu ortak coşkuyu, hiç kimse siyasi ve ekonomik çıkar aracı haline getirmemeli.
Sayın Ünal Aysal’ın şike konusundaki TFF’nunun duruşu nedeniyle "Bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz" sözlerine "fırsatçılık" olarak yanıt veren TFF başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın talihsiz beyanı ne denli taraflı olduğunun göstergesi. İkincisi; bu dönemde FB’nin yanında en fazla yer alan ve yalnız bırakmayan takım Galatasaray iken böylesi bir talihsiz açıklama, TFF’nin ve başkanının ne denli güdümlü ve yüreksiz bir duruşa sahip olduğunun da göstergesi. Galatasaray FB’nin çeza almasından yana değil, futbolun temizlenmesinden yana olduğunu algılayamayan TFF taraflı olduğunu Aziz Yıldırım’ı ziyaretinde gösterdi. Aziz beye telefonda geçmiş olsun denemez miydi. Neden ayağına dek gidildi? Ne konuşuldu, neyin güvenceleri verildi.
Üçüncüsü bu konuda siyasi egemenden fetva istendi mi, istenmedi mi ?
Dördüncüsü; UEFA ‘maç bağlama’yla ilgili maddeleri hatırlatıp, kuralların uygulanmaması halinde Milli Takım ve Türk kulüplerinin hiçbir organizasyona alınmayacağını’ bildirmesi neden dikkate alınmaz? Birini veya birkaçını kurtarayım derken Türk futbolunu ve tüm kulüpleri yakmanın çekincesine nasıl girer TFF?
Beyler Türk futbolu bundan sonra daha fazla kirlenecektir, çünkü kirleticilere büyük ödün verildi. Yakında yıllardır Cav cav cav konuşan ve Türk futbolunu adeta ticari metaya dönüştüren kişi Kulüpler Birliğine birileri için “Un”dan özel bir madalyon yaptırırsa şaşırmayan…
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder