21 Aralık 2012'de Marduk bekleyenler, gezegenimizdeki Mardukları görmeyenlerdir BİR SONRAKİ YENİ YILIN YOK EDECEĞİ YENİ YILIMIZ 2BİN12 SAYGILARIMLA NİCE NİTEL YILLARA…
Maya takviminin son günü olan 21 Aralık 2012’ de ‘Marduk’ adlı gezegeninin dünyaya çarparak kıyametin kopacağını düşünenlere soru yönelterek yeni yıla gireceğim: “ Dünyayı çarparak(çırparak) sarsan ve çivisini çıkaran aşağıdaki aykırılıkları, yanlışlıkları ve sorumsuzlukları her yeni yıl ivmelendiren ‘Marduk’tan tehlikelilere, düşlerindeki sanal umutlarınla bakmaya devam edecek misin, 2012’de de?”
- - Dünya’da; Çift yaşamlıların yüzde 30'u, sürüngenlerin yüzde 28'i, tatlı su balıklarının yüzde 37'si, bitkilerin yüzde 70'i ve omurgalıların yüzde 35'i tehdit altında ve 13 dakikada bir tür yok oluyor.
- - Dünyanın 7 milyar insanlar alemi, yaklaşık 4 milyar hayvanlar alemi ile kabaca 10 milyar canlı var. Zararlı canlı İnsan aleminin yarattığı otomobil ve diğer ulaşım araçlarının yarattığı zararlı cansız öğeleri de eklediğinizde olası 30 milyarlık bur canlı cansız nüfus her gün katı, sıvı, gaz halinde atık bırakarak gezegeni yok ediyor.
- - Dünya nüfusunun % 5’i, dünya gelirinin % 40’ına sahip.
- - Türkiye nüfusunun yüzde 15, 4`ü açlık sınırının , yüzde 74`ü yoksulluk sınırının altında ...
- - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek asgari ücretin açlık sınırına getirilmesine ‘firmaların batacağını söyleyerek’ karşı çıktı.
- - Dünyadaki obez nüfusun üçte biri, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
- - Çin’de 44 milyon kadın kayıp.
- - 2002′de idamların yüzde 81′i ABD, Çin ve İran’da gerçekleşti.
- - AB’deki her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık sübvansiyon, Afrika’nın yüzde 75′inin günlük geçiminden daha fazla.
- - Dünya nüfusunun beşte biri, günlük 1 dolarında altında gelirle yaşıyor.
- - Rusya’da yılda 12 binin üzerinde kadın aile içi şiddet sonucunda hayatını kaybediyor.
- - Kara mayınları nedeniyle saatte bir insan ölüyor ve sakat kalıyor.
- - Hindistan’da 44 milyon çocuk işçi var.
- - Sanayileşmiş ülkelerde insanlar, günde 6-7 kg katkı maddesi yiyor.
- - 15 yaşındaki İngilizlerin yarısı uyuşturucu kullanmış, dörtte biri sigara içiyor.
- - Motorlu araçlar dakikada 2 insanı öldürüyor.
- - 1977′den bu yana ABD’deki kürtaj kliniklerinde 80 bin şiddet ve taciz vakası yaşandı.
- - Kenya’da bir ailenin gelirinin üçte biri rüşvete gidiyor.
- - Dünyadaki yasadışı uyuşturucu pazarı 400 milyar dolar.
- - 150′den fazla ülkede işkence var.
- - Her gün dünya nüfusunun yedide biri, yani 800 milyon insan aç kalıyor.
- - Dünyanın üçte biri savaş halinde.
- - Petrol rezervleri 2040′da tükenebilir.
- - Sigara içenlerin yüzde 82′si gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
- - Silahlı çatışmaların dörtte biri, doğal kaynakları ele geçirmek için yaşanıyor.
- - Afrika’da 30 milyon kişi AIDS.
- - Her yıl 10 dil ölüyor.
- - İntiharla ölenlerin sayısı, çatışmalarda ölenlerden fazla.
- - ABD’de her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getiriyor.
- - Dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu var.
- - Silahlı çatışmalarda 300 bin çocuk asker savaşıyor.
- - ABD, pornografiye yılda 10 milyar dolar harcıyor.
- - ABD, “haydut devlet” diye ilan ettiği 7 ülkeden 33 kat daha fazla askeri harcama yapıyor.
- - Dünyada 27 milyon köle var.
- - Amerikalılar çöpe saatte 2.5 milyon plastik şişe atıyor, yani her üç haftada bir Ay’a ulaşmaya yetecek uzunlukta şişe birikiyor.
- - Her yıl 120 bin kadın veya genç kız, Batı Avrupa’ya satılıyor.
- - Yeni Zelanda’dan İngiltere’ye uçakla getirilen bir tane kivi, atmosfere kendi ağırlığının 5 katı sera gazı salıyor.
- - Biyolojik çeşitliliği ve doğanın yok edilmesine Türkiye başları çekiyor. Örneğin HES’ler ve KÖHES’lerle (Küçük Ölçekli Hidro Elektrik Santralleri) suyumuz, toprağımız ve besin kaynaklarımız ve siyasi rant adına dağıtılan kömürlerle de, özellikle Ankara’da temiz havamız yok ediliyor. İşin özü; gezegenimiz resmen doğası ve doğanıyla yok olma sürecinde… Kıyameti yaşarken, kıyameti bekleyenler, kıyamet hazırlayıcılarını besler (ŞÇ) 2012 yılını, geçen yıl edindiğim iki ilginç bilgi ile karşılamaya çalışacağım. Birincisi; Eski zamanlarda Hint İmparatoru, satranç oyununu yanında bir mektup ile hediye olarak Pers İmparatoruna göndermiştir.
Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır; "Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır. İşte hayat budur..." Pers İmparatoru dönemin en zalim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister. Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taşının hareketini ve tüm oyunu çözer daha sonra da on günde tavlayı icat eder ve imparatora sunar.
Pers İmparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüler oyunlarından biridir. Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici. Senenin birliği olarak tavla bir tanedir. 4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6'şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü, karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatini simgeler. Hint İmparatoruna satranca karşılık olmak üzere tasarlanan tavla oyunuyla birlikte gönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır: "Evet, Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır. ama biraz da şans gerekir. İşte hayat budur. Şans sizden yana olsun.
Güzel bir temenni; İnşallah bu yıl olmayanlar, yoksullar, ve her yıl umutlarını tazeleyen umutsuzluk bekçileri düşesi atar. İkincisi; Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ: Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır. Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz. Türklerde güneş çok önemli.
İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor. Bayramın adı. Nardugan (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) : Doğan güneş. Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş. Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş.
Bu yüzden olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok. "Doğum, güneşin yeniden doğuşu. 41 yıl önce, yani 1 Ocak 1971’de, kardeşim Hüseyin Çorbacıoğlu’nun hediyesi, minik not defterine şunları yüklemişim; “Geride kalan ‘ünlemler’, gelecekteki ‘?’lar; ünlem ve soru tarlası dünya ve ardından umutla koşan insanlar; işte size yeni bir zaman :1971. Hepimize huzur getirsin, gözleri yolda kalan insanlar için de umut...” Evet, umut dolsun, olmadıysa sağlık olsun…
Şevket ÇorbacıoğluTeknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder