GÜLMEK VE DÜŞÜNMEK İÇİN GÜLDÜŞÜN ÇORBALARI
16 Ocak 2012
Aşağıdakilere güler misin, ağlar mısın? En iyisi ‘tebessüm ederken’ düşünmek:
Uzun zamandır ‘Güldüşün çorbası ‘damak tadını ötelemiştik. Bu nedenle, arşivimdeki menüleri sıralamaya devam ediyorum:
Eğer bir ülkede, işkence yapan, biber gazı sıkan, insanları kışın ortasında havuza döken(Tekel işçileri Abdi İpekçi parkındaki havuza dökmüşlerdi,Yunanlıları Akdeniz’e, Ege’ye dökercesine) polis değil de, mukavemet etti diye insanlar yargılanıyor ise, tuz koktu, kar çürüdü demektir.
İşte, kokuşmuşluğun ve çürümüşlüğün ‘güldüşün çorbası’ boyutundaki yansımaları’
Önce yakın zaman ‘Güldüşün Çorbalarına’ yer verelim;
A- Artvin ’in Arhavi İlçesi’nde Mençuna Şelalesi ve ÇifteKemer köprülerinin bulunduğu Kamilet Vadisi’nde yapımı planlanan hidroelektrik santral projesi için sabaha karşı iş makinelerinin getirildiği öğrenen yöre halkı bölgede toplandı.
Tüm değerleri paraya yükleyenler, gün gelecek o parayı harcayacak doğayı ve doğanı bulamayacaklardır.
Doğa dostları, doğa düşmanı dolar dostlarını durduracaktır!!
Doğa düşmanı dolar dostu, asla doğa dostu karşısında duramayacaktır,
B- Financial Times gazetesinin tanınmış yazarı david Gardner, Türkiye’nin bölgesel liderliği iddiasının gerçekleşmesinin, kendi sınırları içinde Kürtlerin taleplerini karşılamak için bir yol bulmasına bağlı olduğunu öne sürüyor.
Bölgesini veren R-cep, nasıl bölgesel lider olur!?
İkincisi; aynı bölgede, hem büyük israil, hem büyük Ermenistan, hem büyük Kürdistan ve de büyük Türkiye nasıl kurulur..dahası, aynı yere, 4 büyüğü nasıl sığdıracaklar?
Üçüncüsü; ülkemin bir bölgesini verip, bölge lideri olacağına, ülkemin tüm bölgesini ver dünya lideri ol.
İyi de; PKK ile tam barış masasına oturulurken; PKK’nin 3 kadın yöneticisinin(Sakine Cansız-Fidan Doğan-Leyla Söylemez) Fransa’da infaz edilmesine ne dersiniz.
Onlardan biri; “Bu işi Türkiye’nin derin devleti yaptı” diyor, diğeri ise; “PKK’da barış istemeyenlerin iç hesaplaşması” diyor.
Ben mi ne diyorum? Desem ne yazar, dinleyen mi var?!
Birileri, Türkiye ile fena halde dalga geçiyor.
Hak ediyoruz da; baksanıza, bölge liderliğine fazlasıyla ısınmış; ta Senegallere dek uzanmış:
Başbakan Tayyip Erdoğan, Afrika seyahatinin son durağı Senegal'e geçti. Erdoğan, Senegal'e gelir gelmez Afrika'daki köle ticaretinin sembolü Goree Adası'nı ziyaret etti. Erdoğan, adada Fransa'nın gönderdiği köle ticaretini simgeleyen heykelciği görünce Senegalli yetkililere, "Bunu Fransa'ya geri göndermek lazım" dedi.
Adamın niyeti, İslami liderliğe oynamak. Eeee, Halifeliğin getirilmesi hala TBMM’inin yetkisinde ise, R-cep; Osmanlılıktan kalan ‘Halife’liği getirip, halife olmaya kalkmasına şaşırmayın. Yalnız, feto buna izin verir mi bilemem…
C- "İslam’a Göre Cinsel Hayat" kitabının yazarı olan ve 'cinsellik ibadettir' açıklamasıyla tartışma yaratan’Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın’ babası ilahiyatçı Ali Rıza Demircan, “ Aile için meşru ilişkiler de bir ibadettir… Eşcinseller demokratik, laik toplumun problemidir. Eğer İslam toplumu olsaydı o zaman gerekli bilgilendirmeler yapılırdı.” açıklamalarına, bir başka ilahiyatçı Prof. Dr. Süleyman Ateş kısmı olarak yanıt verdi; "Şayet cinsel yaşamla mertebe alınacak olsaydı, eşekler insanlardan daha yüksek mertebeye çıkardı"
Adama bak; o'na göre tüm melanetler laik düşünceden kaynaklanıyor. "Eşcinsellik laiklerin sorunu imiş",iyi del; Arap ülkelerinin hangisi laik? Arap ülkelerindeki eşcinselliği bilmeyen kalmadı, bu adem nasıl bilmez..Yoksa buralarda da gizli laikler mi var? İkincisi, Osmanlıdaki oğlancılığın sebebi de laikler mi...Vay be laiklere bak, tarihleri eşcinsellik tarihi kadar eski..
Ben bu şahsın, parlak yakışıklı Beyoğlu Belediye Başkanının babası olduğunu bilmiyordum..Ne kadar ilginç değil mi..Din tacirliği yap, siyasette mevki kap....Demircan önceleri çok sakin ve akılcı şeyler söylüyordu, öyle ki Atatürk’e övgüler sıraladığı da olurdu.. Son 10 yıldır coştu ve laiklere ve Atatürkçülere hakaretler etmeye başladı...Ben bunların hiçbir şeyde doğru söylediklerine inanmıyorum.
D- Artvin’in Hopa İlçesi’nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2011 yılındaki mitingi öncesi ve sonrasında çıkan olaylara karıştıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 51 sanık ile daha önce yargılanmaya başlanan 9 sanığın dosyalarının birleştirildiği Hopa olayları davasının dün başlayan duruşması sürüyor(16 Ocak 2013). Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan 25 sanık ile avukatları katıldı. Hopa olayları sırasında hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun amcasının oğlu Osman Lokumcu da duruşmada savunmasını yaptı ve şunları söyledi:"Dereler ile Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası tarafından parsellenip satılmasına karşı çıkmak için 31 Mayıs tarihinde Hopa Meydanı’ndaydım. AK Partililere ya da Başbakan’a sataşmak gibi bir niyetim yoktu. Amacımız miting yaparak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Hopa’ya gelen gazetecilere sesimizi duyurmaktı. İddianamede kamu malına zarar vermekle suçlanıyorum. Kamu ortak alandır. Derelerin de kamu malı olduğunu düşünürsek derelerine sahip çıkan insanlar mı kamu malına zarar veriyor? Olaylarda kalabalığa müdahale eden polis orantısız güç kullandı. Göz yaşartıcı gazlarla, su sıkarak müdahalede bulundu. Bu sırada Metin Lokumcu rahatsızlanınca onu ambulansa koyduk. Olay sonrası Metin Lokumcu’nun bulunduğu ambulansın kapısı açıkken polisler ambulansın altına gaz bombası attı. Ambulansa savaşta bile düşman kurşun sıkmaz."
Dağlarına faşizm gelmiş memleketimin...
" R-cep; Keser döner sap döner gün gelir hesap döner"
Uzak zaman ‘güldüşün çorbaları’:
1- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, imam hatip liselerinin memleket için yararlarını sayarken bu okullardan hiç satanist çıkmadığını da söyledi.
Arınç’ın bu hınç dolu ve inanç özgürlüğü istemeyen söylemi; düz liselerde ve benzer okullarda ve de Hıristiyan, Müsevi, Budist inancındaki tüm dünya okullarında da satanist yetişiyor anlamı çıkmaktadır . O halde, kendiside bir satanist, çünkü bildiğim kadarıyla, bir Müslüman okulu olan düz lise mezunu.
2- Down sendromlu süt ağabeyinin ölümü sonrası, bir farkındalık yaratmak isteyen Emine Erdoğan, bu hastalıkla ilgili kampanyada; “Keşke bütün engelliler, Down sendromlu olsalar. Hiçbir zararları yok, faydadan başka.”
Arınç’ın Satanist değerlendirmesinin bir benzeri. Bizler, neden ağzımızdan çıkan sözleri önceden RÜTÜK’ten geçirmeyiz ki?
Kurtlar Vadisi dizisinde ‘Deli Hüsnü’ karakterini oynayan Adnan Erdoğan’ın karıs Emine Uçak Erdoğan Taraf gazetesin’in türbanlı Kürt yazarıdır. Adaşı Emine Erdoğan’ın Uludere katliamı nedeniyle, Uludere ziyareti için diyor ki; “Yapay ve göstermelik bir ziyaretti. Doğrusu; protokol ve korumalar eşliğinde göz yaşı dökmez, halkla, gerçekle birebir yüzleşirdi..”
3-Necdet Özel Paşa'yı(Genelkurmay Başkanı) hediyeye boğan Afyon valisi için "Olayı çarpıtmayın. Ne var bunda" diyorlar. Ama cephanelik faciası için askeri acımasızca eleştiriyorlar...
Sanki daha önce 25 vatan evladı, o Afyon’daki askeri cephanelik patlamada hayatlarını yitirmemiş gibi, sanki bu büyük felakette askerin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi, sanki o ilde patlayan el bombaları bütün yurdu kalbinden vurmamış gibi… Afyon Valisi, Paşa’yı törenle karşılıyor ve başta halı olmak üzere çeşitli hediyeler takdim ediyor(6 Eylül 2012).
Ve Vali-ki bana göre Ali-diyor ki; “Popüler biri geldi, kentin reklamını yaptım!” Ve bu Vali Atatürk Cumhuriyeti’nin valisi. Öyle bir vali ki, tam bir Ali okulu mezunu bir Vali. Pardon Ali okulu değil, medrese mezunu. Çünkü, bu zart İsmaiağa Cemaatinin militanı Metin Balkanlığıoğlu’nun ağabeyi.
Bu salağın Afyon’dan haberi yok, ya dayak yememiş, ya Afyon kaymağı…Bu zattı, Afyon’da içkiyi yasak eden.
Başbakan’ın özel paşası: “Aniden gelişti…reaksiyon veremedim!”
Nasıl askersin. Asker, hem de komutan, hemi de Paşa demek ani gelişmeler karşısında anında reaksiyon gösteren demektir…
4-Yapılan hakim ve savcılık sınavı(6 Mayıs 2012), 'somut bir delil olmasa'da '8 çarpıcı tespit nedeniyle'iptal edildi. Eğitimciler ÖSYM Başkanı Ali Demir ile birlikte neredeyse ÖSYM 'nin yaptığı her sınavın skandalla sonuçlandığını iptal edildiğini vurguluyor.
TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "ÖSYM güvenirliliği sıfıra düşmüş bir kurumdur. Sayın Ali Demir'in bu makamda hala oturması güvensizliği arttırmaktadır" diyerek tepki gösterdi.
Eğitimciler ÖSYM Başkanı Ali Demir ile birlikte neredeyse ÖSYM 'nin yaptığı her sınavın skandalla sonuçlandığını iptal edildiğini vurguluyor. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "ÖSYM güvenirliliği sıfıra düşmüş bir kurumdur. Sayın Ali Demir'in bu makamda h‰l‰ oturması güvensizliği arttırmaktadır" diyerek tepki gösterdi.
a- 2010'da Ünal Yarımağan zamanında KPSS 'de 500'ü aşkın aday Eğitim Bilimleri testinde 120'de 120 doğru yaptı.
b- Açıköğretim Sınavı'nda bir astsubayın üzerinden sınavın soru ve cevapları çıktı. Yarımağan istifa etti.
c- 2010 Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda 4 sorunun yanlış olduğu ileri sürüldü. Dava Danıştay'a kadar uzarken ÖSYM 1,5 yıl sonra soruların yanlış olduğunu kabul etti.
d- 29 Mart 2011'de ÖSYM Başkanlığı'na Ali Demir geldi ve YGS 'de şifre skandalı patlak verdi. Demir önce reddetti sonra 'Şifre var kopya yok'dedi. Savcılık takipsizlik verdi
e- Bazı adayların puanları yanlış hesaplandı.
f- Aynı sınavda Diyarbakır 'da YGS 'ye giren 4 öğrencinin cevap anahtarı kayboldu. Öğrenciler doğrudan ikinci sınav LYS'ye girmeye hak kazanmış sayıldı.
g- 2011 ALES 'te İzmir 'deki bir okulda kitapçıktaki sorular eksik çıktı. Manisa'dan yedek kitapçık getirtildi.
h- 2011 Yurtdışı Yükseköğretim diplomaları denkliği için seviye tespit sınavında tıp doktorluğu ikinci aşama kitapçığındaki 100 sorudan 75'i önceki yılın sorularıyla aynı çıktı sınav iptal oldu.
ı- 2012 KPSS 'de 2. oturum devam ederken sabah sorulan sorular internete düştü. ÖSYM sızdırmayı reddetti, savcılık soruşturuyor.
i- 2012 LYS puanların yanlış hesaplandığı idda edildi. ÖSYM yine reddetti.
Ben bu iktidarın kararlı bir şekilde karanlığa gittiğini ve uçurumdan düşeceğini düşünenlere hak verdim, borç verenler de alacaklarını toplayacağına karar verdim
5- Okulların taşınma projesinin 2015’te tamamlanmasının ardından, iki yıl içinde de MİT’in Yenimahalle’deki merkezinden Zırhlı Birlikler bölgesine taşınması planlanıyor. Türkiye’de bugüne kadar yapılan en büyük askeri tesislerinden birinin kurulması projesi hayata geçiriliyor. Ankara Zırhlı Birlikler Okulu, diğer illerdeki askeri sınıf okulları ile birlikte Polatlı’ya taşınacak. Zırhlı Birlikler’in arazisinin ise MİT’e tahsis edilmesi için işlemler başlatıldı.
Okulların taşınma projesinin 2015’te tamamlanmasının ardından iki yıl içinde MİT’in de Yenimahalle’deki merkezinden Zırhlı Birlikler bölgesine taşınması planlanıyor. Edinilen bilgiye göre, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan askeri sınıf okullarının tek bir merkezde toplanması için proje geliştirildi.
6-Bu kesimleri temsil eden ve çeşitli kitapların yazarı olan Joel Richardson, İncil’deki kehanetlerden yola çıkarak Türkiye ile Hz. İsa’nın dönüşünden önce dünyaya hâkim olacağı belirtilen “deccal” arasında benzerlikler kurdu. Özellikle “Fetih 1453” filmine dikkatleri çeken Richardson, Türkiye’nin bir dünya gücü olarak yükselmesinin İncil’in kehanetlerini doğrular nitelikte olduğunu iddia etti. Richardson, İncil’in de, sona doğru yaklaşılırken Türkiye’nin yükselişini öngördüğünü savundu. “WND” sitesine konuşan Richardson, “anti-İsa” diye tanımladığı deccalın Avrupa’da değil Ortadoğu’da ortaya çıkacağını iddia etti ve Türkiye’de de birçok kişinin İslami öngörülerin artık hayata geçtiği bir dönemde yaşandığına inandığını öne sürdü. Türkiye’nin Osmanlı dönemine duyduğu arzulara işaret edenJoel Richardson, Türkiye’nin Ortadoğu’da yeniden bir güç olarak yükselme isteğinin sadece İslami çevrelerin değil laik ve milliyetçi çevrelerin de arzusu olduğunu ileri sürdü.
Türkiye’nin Ortadoğu’da daha aktif ve girişimci olmasının Evanjelik Hıristiyan çevrelerde “alarm” çanlarını harekete geçirdiğine zaman zaman rastlanıyor. Daha önce de Türkiye’nin bir dünya savaşı çıkaracağı iddia edilmişti.
7- Seda Sayan'ın programına çıkan Sibel Üresin, İstanbul'da tek eşli kimse olmadığını savunarak ilginç açıklamalarda bulundu. Üresin'in "Kocama arkadaşımı tavsiye ettim" yönündeki açıklaması ise Seda Sayan'ın bile ağzını açık bıraktı.
Bu akla ve mantığa göre; kadının prezervatif kadar değeri yok...
Baksanıza rahibe öykünürcüsü türbanlı kadın; “Arkadaşımı, kocama önerdim” diyebiliyor ülkem de.
Cennet kadınların ayaklarının altında derken, kadını ayaklar altında görmek birilerini hiç düşündürmüyor mu? Kadını aşağılayan o erkekleri biliyorduk da, kadını kadının aşağılayacağı hiç ama hiç aklımıza gelmezdi. Karanlığa düşürdükleri kadını sonunda pazarlayan durumuna düşürdüler ya...!
Bunların değil cennette cehennem de bile yeri olmamalıdır.
Bir kadın bu denli aşağılanır. İşin üzücü yanı, Bunlar gibi düşünen kadının bu prezervatif istasyon zekalılar gibi duruş sergilemesi. Bunlar asla aydınlığı istemeyenlerdir, tüm öfkeleri karanlık dönemin bitmesine; bu nedenle 21. Yüzyıldan ve Atatürk’ün evrensel aydınlık felsefesinden intikam için kıvranıp duruyorlar. Ve bu Sibel Üresin, yani ben kocama başka kadınları öneririm, çok evlilik serbest olsun diyen sapık ve sapkın kimlik; AKP belediyelerinin, bazılarında muhafazakarlara aile danışmanlığı yapıyormuş. Düşünün bun kadın aile danışmanı, olamaz böyle bir şey(Fatih belediyesi ve Eyüp belediyesi böyle biri bizde yok dedi zaten), çünkü bu aile danışmanı değil bu resmen muhabbet……Anladığınızı düşünüyorum . Ve bunlar bu işi dini kullanarak yapıyorlar. Bence topluma değil AKP’ye büyük zarar veriyorlar. Neden zarar veriyorlar? AKP aşağı tükürse oy kaybedecek, yukarı tükürse oy kaybedecek; budandır ki bunları susturamıyor…Sahi; Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Ata Demirer neden bunlardan esinlenerek komedi filmi veya dizisi yapmazlar ki? Doğru; Levent Kırca yaptı ve kovumdu değil mi? Kovulmaktan ve kazanamamaktan korkuyorlar. Onlar için her şey para. Bunlar sadece güldürmek için oyun yapıyorlar, sosyal yaralara dokan M-izahlardan kaçınıyorlar.
8-Samsun’da 7 Temmuz 2012’de bir sel felaketi yaşanmıştı biliyorsunuz.
İşte o sel felaketinde bakın yetkililer neler söylemişti:
Samsun’da 10 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketinin ardından Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar şehre gidip incelemelerde bulundu. Üç bakan daha sonra basın toplantısı düzenledi. Açıklamaların ardından gazetecilerin soruları yanıtlandı. Orman Bakanı Veysel Eroğlu bir soruyu yanıtlarken, Çevre Bakanı Bayraktar, bakan arkadaşının uyararak ‘Hadi gidelim yağmur yağıyor’ dedi. Bunu üzerine basın toplantısı sona erdi.
Samsun’da TOKİ konutlarındaki ölümlerin ardından eleştirilerin hedefi haline gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Onu bunu suçlamak ucuz bir şey, ucuzculuk. TOKİ’nin bir milim suçu yok” dedi. Bayraktar, Samsun’daki incelemelerin ardından gazetecilere şöyle konuştu:
- Sanki burada Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası’nın daha evvelden burasının iskan edilmesin uyarısı dile getiriliyor. Böyle bir uyarı kesinlikle yok, resmen ne TOKİ’ye, ne bakanlığa, ne Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ne de Canik Belediye Başkanlığı’na böyle bir uyarı yapıldı.
Kapıcıları bodrumdan kurtaralım
- TOKİ konutlarında ölenlerin ailelerini gördük. Bodrum katlardaki hizmetli dairelerini buradan süratle çıkarmak için blok yapıp prefabrik ya da betonarme 3- 4 katlı bina yapacağız. Kapıcıları bodrum katlarından kurtaralım. Türkiye genelinde de bodrum katları için çalışma yapacağız. Yer seçiminde dere yatağı, imar planı ÇED raporu gibi önemli raporları dikkate alacağız.
Samsun Valisi Aksoy: Yaşanan sel, 5 bin yılda bir olabilecek boyutlarda 7 Temmuz 2012 Samsun'da sel felaketinde yaşamını yitirenlerin sayısı bugün 12'ye çıktı. Samsun Valisi yaptığı açıklamada yağan yağmur için "5 bin yılda bir olur" dedi
Doğrudur; Rusya'yı da sel vurdu: 53 ölü
Türkiye'nin canını yakan aşırı yağış ve sel, Rusya'nın Karadeniz sahillerini de tehdit ediyor. Rusya'nın güneyindeki Krasnodar bölgesinde şiddetli yağış ve selden 53 kişi hayatını kaybetti.
Elma ile armudu karıştırmayın, biz dere, yani sel yatağına yapılan evlerin neden olduğu ölümlerden söz ediyoruz, afetlerin neden olduğu ölümlerden değil, çünkü hiçbir afetin önüne insan gücü geçemez, ancak şiddetini yani yıkım ve ölümlerin derecesini azaltılır.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
GÜLDÜŞÜN ÇORBASI
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder