HER ŞEYİN FAZLASI ZARARDIR
Genellikle, “her şeyin fazlası zarardır” tümcesini genelleme olarak kullanırız. Atasözü değildir, ‘Azı karar çoğu zarar’ atasözü ile örtüşen gündelik bir uyarı sözüdür. ‘Fazla mal göz çıkarmaz’ atasözü ile sürtüşen yapısını da göz ardı etmemek gerekir. Öyle ki; bencil ve çıkarcı kimlikleri öne çıkarması bağlamındaki ‘Bal tutan parmağını yalar’ atasözü kadar olmasa da faydalı bir gündelikçidir. Bu nedenle bu gündelikçiyi, varsıllaştırıp, işlevlendirmeli ve atasözü haline getirmeli. Örneğin; “Sevgi de olsa her şeyin fazlasını almak zarardır’
Evet, her şeyin fazlası zarardır; Başta; boğaz köprüsünün, Sevginin, kinin, aşkın, meşkin, kötülüğün, körlüğün, korkunun, kıyamet yalanının, yürekliliğin, iyiliğin, iyeliğin, dindarlığın, kindarlığın, dinsizliğin, dilsizliğin, milliyetçiliğin, evrenselliğin, ibadetin, diyabetin, diyetin, niyetin, kıyametin, örtünmenin, soyunmanın, hijyenin, yiyenin, hırsın, irsin, uzunluğun, kısalığın, doğruluğun, dobralığın, kobralığın, yanlışlığın, yalnızlığın, arkadaşlığın, kardeşliğin, gülmenin, ağlamanın, üzülmenin, balın, falın, cinliğin, hinliğin, okumanın, yazmanın(ben), okutmanın, sesin, doğrunun, yalanın, dolanın, suyun, huyun, kebabın, sevabın, büzülmenin, haykırmanın, yetmedi anırmanın, hayıflanmanın, hazırlamanın, hatırlamanın, hatırın, katırın, satırın, bağırmanın, böğürmenin, siyasetin, alkolün, yasağın, R-cep gündemlerinin, şikayetin, ticaretin, paranın, partinin, sivil toplum örgütlerinin, çöllerin, gezmenin, oturmanın, elmanın, armudun, ille de ayvanın, yağmurun, karın, tipinin, yazın, kışın, güneşin, toprağın, taşın, dağın, çocuğun, kızın, erkeğin, kadının, dulun, kulun, yolların, sporun, skorun, oksijenin, şekerin, tuzun, karbondioksitin, azotun, mazotun, gazın, kazın, ördeğin, örneğin, hayvanın, insanın, hayvanlığın, insanlığın,…Kısacası “n” kadar her şeyin.
İlle de, Yeşil çayın ve Kuşburnu’nun.
Ne bu? Demeyin. Amacım buraya gelmekti, becerisizliğime bağışlayın. Yani, benimkisi, kulak göstermek için, kulaklı bir canlı aramaya benzedi.
Özellikle, her duyduğumuzu, hiç düşünmeksizin yapan bir toplum olduk. Özellikle, iletişim-bilişim kolaylığında bu yapımızı hızlandırarak abartmaya başladık. İlle de, internette okuduğumuz her şeye inanan bir ‘bilişimli’ bilisizlik karakteri edinmeye başladık.
Örneğin, ‘yeşil çay her şeye faydalıdır’ı öyle abarttık ki, sabah akşam yeşillenmeye başladık. Bir baktık, kalp çarpıntılarımız artmaya başladı. Evet, bende çayın etkin maddesi tein(moleküler kafein), kafein türü içecekler gibi çarpıntı yapmaya başladı. Yeşil çayı azalttım, bıçak gibi kesildi.
Ve Kuşburnu’na başladım. İçemedim, ağaç kuytusundaki birikmiş su gibi bir damak tadı verdi. Bamya çiçeği kullan dediler. Kaynattıktan sonra, içine bamya çiçeği atarak 5 dakika bekletip müthiş bir aroma elde ettim. Başladım sabah akşam içmeye. Aaa ne göreyim, bu yaşta kızamık olmuşçasına, kaşıntılı kabartılar oluşmaya başladı. Azalttım, azaldı..
Bu ara, faydalıdır diyerek yuttuğum zeytin tanelerine bağladım olayı (şaka, şaka)…
Demem o ki, ‘Her şeyin fazlası zarardır’. Evirilmişi; “Sevgi de olsa her şeyin fazlasını almak zarardır’.
Atasözü bulgulamak adına, yiğidi öldürmeyelim ve, yaşadıklarıma en güzel örneğin; ‘Azı karar çoğu zarar’ atasözü olduğunu söyleyelim.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder