ÇUUUŞ !!! REZA ZARRAB(LAR) TAHLİYE OLMUŞ
“17 Aralık soruşturmasında tutuklanan Barış Güler, Reza Sarraf ve Kaan Çağlayan'ın da aralarında bulunduğu 5 kişiye tahliye kararı çıktı.”
İşte Hakimin gerekçesi:
“ Tutuklu şüpheliler Rıza Sarraf, Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan, Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner’in haricindeki tüm şüphelilerin daha önceden itirazlar sonucunda tahliye oldukları görülmüştür. Tutuklu şüphelilerin ’Rüşvet almaya veya vermeye aracılık etmek’ ve Suç işleme amacıyla örgüt kurmak’, ’Rüşvet vermek’ suçlarına yönelik delillerin CMK 135. maddesi gereğince iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve CMK 140. maddesi gereğince teknik araçlarla izleme ve neticesinde görüntülerin kayda alınması suretiyle elde edildikleri bu şekilde elde edilen delillerin yan delillerle desteklenmedikleri sürece tek başına esasa ilişkin delil mahiyetinde bulunmadığı açıktır. Ayrıca toplanan tüm delillerin telefon dinleme ve teknik takip sonucu elde edildiklerinden delillerin toplandığı, dolayısıyla karartılmasının söz konusu olamayacağı, şüphelilerin sabit ikametgahı ve konumları itibariyle kaçma şüphelerinin olmadığı, en son incelemelerden sonra dosyaya kayda değer bir delil girmediği, bilirkişi incelemelerinin her zaman yapılabileceği, kamu görevlisi olmayan şüphelilerin ’Rüşvet vermek ve rüşvete aracılık etmekten’ tutuklandığı, aracılık ettiklerinin yasal delillerle ortaya konması gerektiği, böylece şüphelilere atılı suç vasıflarının şüpheliler lehine değişme ihtimalinin yüksek olduğu, bu durumda tutuklu kalmalarının mağduriyetlerine sebebiyet vereceğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur"
İşin, AKP için çok tehlikeli olan yanı; ‘tahliye kararını veren hakim İslam Çiçek’in İstanbul 34. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görevli olduğu, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi hakimi Metin Çelik’in yıllık izinde olması nedeni ile İslam Çiçek’in nöbetçi olarak bu mahkemede görev aldığının öğrenilmesi’
Siz algılayabiliyor musunuz, veya nereye taşıyabilirsiniz zamansız bu yıllık izni?!
İşin sinir bozan ve insanı öfkeden çıldırtan: “kaçma Şüphesi’nin var olmadığını, tutukluğun mağduriyete yol açacağını belirten. avukatının gerekçesinin hakim tarafından dikkate alınması.
6 yıldır Silivri’de olan insanlarımız için neden bu gerekçeler dikkate alınmaz?!
TDK, acilen ‘hırsızlık ve dürüstlük ve de vatanseverlik ve vatan hainliği’ sözcük içeriklerinin yerlerini değiştirmelidir. Yani; dürüstlüğü hırsızlık, hırsızlığı dürüstlük, vatan severliği vatan hainliği yapmalıdır. Hatta ve hatta; TBMM fermanıyla; dürüstüm ve vatanseverim diyenler Silivri’ye gönderilmelidir..
AKP intihar ettiğinin farkında değil. Galiba öyle bir şey ki, hayranı olduğu baş yandaş Mümtaz’er Türkone bile, Rcep için ‘kesin yargılanacaktır, yargılanmalıdır’ diyebildi. Dahası, bir zamanlar kanka olanlar, birbirlerine methiyeler dizenler, örneğin Asım Yıldırım ve Abdullah Dilipaklardan biri bakın diğeri için ne dedi; "Nerden beslendiği belirsiz Dilipak karaktersizi yine Türk okullarına kin kusmuş. O okulları gezerken neden bir şey demiyordun! Aawqqwwssawq ‘sahte peygamber’ diyen de,"paralel din" diyen de aynı kaba girmiş oluyor. Cehaletleri ve kinleri kimliklerinin önüne geçen dili pisler ! Cemaatin olduğu bilinen bütün okullar, iftiracı Dilipak'a dava açmalıdır. Okullarla ilgili ortaya attığı iftiralar alçakçadır!"
Yıllardır besleyip büyüten küresel efendi, yani ABD yönetimi bile dayanamadı ve geleneksel insan hakları raporunda, ülkeler bazında ihlalleri sıraladı. Rapora Gezi Olayları ve 17 Aralık yolsuzluk soruşturması damga vurdu. Washington bu raporla birlikte ilk kez 17 Aralık Büyük Rüşvet Operasyonu sonrası ortaya çıkanları ‘skandal’ olarak nitelendirdi. Yolsuzluk, ilk kez Türkiye’nin en belirgin insan hakları ihlallerinden biri olarak sıralandı. Bu konuda yeterince gözaltı ve soruşturma yapılmadığı belirtildi. Ve kolluk kuvvetleri ile yargının, binlerce polis ve savcının yerini değiştiren hükümetin etkisi altında olduğu açıkça vurgulandı. Kavgalarının ardı arkası kesilmiyor. AKP ve paraleli, büyük bir hızla tüm değerleri değersizlerle değiştirmeye başladılar.
Dediğim çıkıyor, ülkemde iç savaş Nakşilerle, Fetullahçılar arasında çıkacak. Onların iç savaşı, sakın karışmayın ve içselleştirmeyin.
Olgunun bir diğer kuşku veren yanına da değinmemiz gerekir:
Bu denli keskinleşmeleri bana söylense inanırdım, fakat halkımız inanmazdı, çünkü; ben gün gelecek bunlar birbirine girecek, nedeni her ikisi de farklı amaçlarla devletimizi ve Cumhuriyet’imizi amaçları doğrultusunda biçimlendiriyorlar, süreç içinde çıkarları çakışacak ve çatışacak noktaya gelecektir şeklinde ‘satır aralarında’ belirtiyordum. Fakat, gözlemliyoruz ki, bu gelinen noktada, sadece kavga var, değişen bir şey yok..Evet; birbirlerine o denli hakaret ediyorlar ki, 1 saat sonra kaldıkları noktadan tekrar eski hedeflerine hareket ediyorlar.
Düşünün; Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff, düşük faizli ev kredisi kullandığı ve 719.40 Euro’luk faturasını birine ödettiği için suçlanmıştı ve bu suçlanmalar sonucu Cumhurbaşkanlığından istifa etmişti(Abdullah Gül’ün zimmetine para geçirdiği iddiası sonucu yargılanması aklıma geldi), ama bizimkiler için katrilyonlar suçlaması var gıkları çıkmıyor; bunu bırak, şehzadenin ifadesi zor alınıyor ve bu konudaki tutukluları, “yargıyı ele geçirip” dışarı salıyorlar.
Bir ikincisi; askerlerin ve aydınların Silivri’ye gönderilmesinde kumpas var diyorlar, haksız yargılanma var, yeniden yargılanmalıdır diyorlar, ardından suskun kalıyorlar, sonrasında 17 Aralık 2013’deki yolsuzluk operasyonunda tutuklananları belirtiğim gibi serbest bırakıyorlar, Paşalar ve Aydınlar ise içeride işkence görüyorlar(manevi). Evet; vatanseverleri, yani dürüstleri, yani paşaları, Aydınları Silivri’ye sorgusuz sualsiz ortaklaşa atmadılar mı?.Bu kavganın içinde bir dayanışma var gibime geliyor.
Bakmayın siz düne dek elini eteğini öpmek için sıraya girenlerin; “Eğer, 17 Aralık 2013 operasyonu başarılı olsaydı, bir İstanbul’da Anadolu yakasında bir de Ankara’da malikanesi hazırdı! .. Ama artık bu hesapların tümü suya düştü.. Artık Amerika’dan çıkarılacak olursa, Türkiye’ye teslim edilebilir.. O zaman Gülen’e İmralı, ona yardım edenlere de Silivri yolu gözükebilir." demelerine inanmayın, İmrali’ye ve Silivri’ye başkaları giderse de şaşırmayın.
Bunun için, bunların farklı bir mağdur ve mazlum alanı oluşturduklarının kuşkusunu dikkate alarak, dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.
http://blog.milliyet.com.tr/30-agustos-kronolojisi-ve-basbug-pasa/Blog/?BlogNo=130096
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
GÜLDÜŞÜN ÇORBASI
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder