MÜJDE; TWITIRI KAPATAN AKP NÜKLEER SANTRALLERİ DE KAPATIYOR AKP’NİN NÜKLEER SANTRAL İSTEMEMESİ VE DE ŞEVKET ÇORBACIOĞLU İLE AHMET ZEĞEREK ARASINDAKİ NÜKLEER SAVAŞ
İnanılır gibi değil, şoktayım; Enerji Bakanı Taner yıldız ‘Nükleer Santral’ karşıtı. Evet, iki yüzlülük değilse ve de duşta değilsem sayın bakanın nükleer karşıtı açıklamasını içeren şu haberi okudum(21 Mart 2014 ).
<< Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ermenistan’ın Spitak kentindeki Metsamor Nükleer Santrali'ne ilişkin, "Bizler uluslararası bütün arenada Metsamor Nükleer Santrali’nin kapatılması için girişimlerde bulunuyoruz. Merkezi Avusturya’da bulunan Uluslararası Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Metsamor Nükleer Santrali'ne ilişkin, "Bizler uluslararası bütün arenada Metsamor Nükleer Santrali’nin kapatılması için girişimlerde bulunuyoruz. Merkezi Avusturya’da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na da konuyu bildirdik" dedi..
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Iğdır’da Metsamor Nükleer Santrali ile ilgili basın mensuplarının sorularını cevapladı. Yıldız, "Bizler uluslararası bütün arenada Metsamor Nükleer Santrali’nin kapatılması için girişimlerde bulunuyoruz. Merkezi Avusturya’da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na da konuyu bildirdik.
1980 yılında devreye giren bu santralin 30 yıllık ömrü var. Artık bu santral ömrünü doldurdu. Behemehal kapatılması lazım. Bu santral Iğdır’ın merkezine 31 km, sınıra 16 km mesafede. Bu manada uluslararası ve toplumsal bir ayrıcalık oluşturmamız lazım. Ben İstanbul Taksim’de eylem yapan arkadaşlarımıza birazcık da Iğdır’a gelip Metsamor’la alakalı yapacakları eylemi genişletmelerini isterim, bari hayırlı bir iş yapmış olurlar.
Biz 3. nesil ve 60 yıllık ömrü olan, bütün teknolojileri ve bütün güvenlik ve korumayla alakalı işlemleri yapılmış en güvenilir santrali kuruyoruz. Ama 1960’ların, 70’lerin modelindeki ve 80’de açılan bu santrali çalıştırmak doğru değil. Böylece İstanbul Taksim’deki arkadaşlarımız doğru çevre ve enerji politikalarına katkı yapmış olurlar" diye konuştu.>>
Düşünebiliyor musunuz; insanın oluşturduğu yapay gücün, asla nükleer gücü durduramayacağını aklına getirmeyip hala; “Biz 3. nesil ve 60 yıllık ömrü olan, bütün teknolojileri ve bütün güvenlik ve korumayla alakalı işlemleri yapılmış en güvenilir santrali kuruyoruz.” diyebiliyor hiç çekinmedin; Allah bunları ıslah etsin değil mi sayın makarnacı, hala bunları 1 paket makarnaya çekmeye devam edecek misin? Şu 30 Mart’ta bir tokat at, sana ben makarna değil ülkeni vereceğim.
Ya küresel efendiler, tüm değerleri paraya yükleyen bu kimlikleri hala destekleyecek mi? Bunların enerji politikalarını destekleyen bir mantık ile olan nükleer savaşıma yer vermek istiyorum: Ahmet Zeğerek ile nükleer savaşlara ‘23 Ekim 2011’deki “Enerji seçenekleri ve nükleer HES’ler tehlike bizleri bekler-2” başlıklı yazıma yaptığı yorumla başladık.
Not: sayın Zeğerek’in yorumlarının imlasına hiç dokunulmadı. Ahmet Zeğerek: “Bu ülkede depremlerde "sakat binalar" yüzünden onbinler ölürken (1999 depreminde 17 000 ölü) sakat binaları yapan inşaat mühendisleri, nükleer teknoloji ve enerji hakkında ahkam kesen bloglarına yorum yazan nükleer mühendislerin soyadı ile dalga geçerse biz daha çoooook nal toplarız(6 Aralık 2011)
Şevket Çorbacıoğlu: Soyadınızla dalga geçmek şeklindeki algınıza alındım. Eğer öyle bir kuşkunuz varsa, sizde “soyadınız gibi her şeyi çorbalamışsınız deyin” ki bunu hak ettiğimi zannetmiyorum, tıpkı sizin de hak etmediğiniz gibi. Güzel-güzel görüşlerimizi çarpıştıralım. Eğer insanlar görüşlerini değil de kişiliklerini çarpıştırırlar ise bu yanlıştır. Ve ülkemin sözde aydınları bunu yaptığı için yıllardır, evrensel kabul gören bir görüşümüz olamıyor.
Gelelim, İnşaat Mühendislerinin sakat binalarına. İnşaat mühendisleriyle, Veli Göçer’i karıştırdınız galiba. O sakat binaların kaçında mimar-mühendis görev almış? Dahası mühendis ve mimarın denetlemesine izin veriymiş? O sakat binaların kaçında, deniz kumu kullanılmış?
O sakat binaların kaçında, betonarme malzemesi demir projesine ve deprem yönetmenliğine göre döşenmiş? O sakat binaların oturduğu zeminin kaçında, zemin etüdü yapılmış ve sıvılaşmaya müsait zeminlere üzerinde devasa yapılar izni çıkmış? İnşaat sektörüne Ahmet Ağaoğlu mantığıyla bakan bir Türkiye’dir söylediklerinizin kaynağı.
Her ne ise…Doğu ve güneydoğuya yatırım yapmayıp, Marmara grabenine göçleri dolduran, bereketli toprakları yapılaşmaya açan kim? Nasıl ki Nükleer mühendisleri günah keçisi değil, mühendis ve mimarlar da günah keçisi değil. Devreye ilkin Ali diye biri giriyor, bana göre Ahmet Zeğerek bey.
Ahmet Zeğrek:
- 1:Fransa, elektrik enerjisinin %77'sini nükleer santrallerden sağladığı için geri kalmış tek Avrupa ülkesidir diyebilirmiyiz.
- 2:Fransa, nükleer santraller türizmi çok fazla engeller denilmesine ragmen elektrik enerjisinin %77'sini nükleer santrallerden sağladığı halde niçin halen Avrupanın en çok turist çeken ülkesidir?
- 3:Nükleer santraller çevre için felakettir denilmesine ragmen elektrik enerjisinin %77'sini nükleer santrallerden sağladığı halde Fransız şarapları niçin hala Dünyanın en çok aranan ve ülkeye milyarlarca dolar gelir getiren ürünü olmaya devam etmektedir?
- 4:Amerika hakkında elektrik enerjisinin %20'sini nükleer santrallerden sağladığı için Dünyanın en geri kalmış ülkesidir diyebilir miyiz?
- 5: Güney Kore o kadar ilginç bir ülkedir ki, elektrik enerjisinin %40'ını nükleer santrallerden sağladığı için Asyanın en geri kalmış ülkesidir. Onun içindirki; Aynı din, ırk, ülke, kaynaklara sahip olan Küzey Korede insanlar açlıktan ölmemek için ağaç kabuklarını kemirirken Güney Korede kişi başına milli gelir 40 000 dolarları çoktan aşmıştır.
- 6:Güney Afrika Cumhuriyeti o kadar ilkel bir ülkedirki, elektrik enerjisinin %7'sını nükleer santrallerden sağladığı için Afrikanın en geri kalmış ülkesidir. Onun içindir ki; Afrika ülkelerinin çoğunda insanlar açlıktan sinek gibi ölürken (bakınız Somali) Güney Afrika Cumhuriyetinde kişi başına milli gelir 22 000 dolarları çoktan aşmıştır.
- 7:İsveç o kadar garip bir ülkedirki, elektrik enerjisinin %44'ünü nükleer santrallerden sağladığı için Kuzey Avrupa’nın en geri kalmış ülkesidir. Onun içindirki; çelik üretilirken çok miktarda elektrik enerjisi harcamak gerektiğinden İsveç çeliği dünyanın en kaliteli çeliğidir.
- 8: Almanya o kadar saf bir ülkedir ki, elektrik enerjisinin %34'ünü nükleer santrallerden sağladığı için Avrupa’nın Fransa’dan daha da geri kalmış ülkesidir. Onun içindir ki; iki dünya savaşında da yenilip yerle bir edilmesine rağmen hala Avrupa’nın tek süper gücü ve ekonomisidir. Bu yüzden de binlerce vatandaşımıza iş vermiş, onlara çöplerini toplatmış, lağımlarını temizlettirmiştir-
- 9: Amerika o kadar anlaşılmaz bir ülke ki; can düşmanı İran nükleer santral kurmaya kalktı diye İran’a savaş açmaya bahane arıyor. Milyarlarca dolarını ve on binlerce askerini gözden çıkararak İran’ın nükleer santral kurmasını engellemeye çalışıyor. Mademki nükleer santraller çok zararlıysa Amerika’nın can düşmanı iran’ın nükleer santral kurmasını teşvik etmesi gerekmez miydi? Akılsız bu Amerikalılar. Bir tek bizim çevreciler akıllı. Ellerinden öpmek gerekir (5 Aralık 2011)
Şevket Çorbacıoğlu: Ahmet bey, verdiğin örnekler birbiriyle örtüştüğü için ortak yanıt vereceğim.
Birincisi, bu Almanya, Fransa, Güney Kore (aslında Kanada ve ABD’yi ve benzer ülkeleri de ekleyebilirsiniz) örnekleri klişe haline geldi. Yani, ‘bu ülkelerin kaçında son yıllarda yeni Nükleer proje yaşama geçirildi? Neden Nükleer santralleri söküyorlar?” şeklindeki sorularımız ve yanıtları da etkisini yitirmiş olgular(Fr.Klişe) haline geldi.
Nükleer ile enerji ile elbet elektrik elde edersin. Fakat, etkisi geçmeyen Çernobil felaketi bir yana; yakın zamanda Japonya’da meydana gelen(10 Mart 2011) 8.9 şiddetindeki depremin yarattığı tsunami’nin yol açtığı Nükleer felaket hala devam ediyor. Ayrıca Japonya’nın ekonomisini zirveye taşıyan, fakat son felaketle arzın merkezine indirgeyen nükleer sızıntı sonrası tüm nükleerleri sökme kararını aldığını de unutmayalım.
Lütfen diğer yazılarımı okuyun.
- http://blog.milliyet.com.tr/aygaz-tupu-ve-nukleer-santral/Blog/?BlogNo=295791
- http://blog.milliyet.com.tr/japonya-da-kiyamet-provasi-ve-turkiye-icin-deprem-manifestosu/Blog/?BlogNo=294806
Şevket Çorbacıoğlu: Ahmet bey, ilk zamanlar inandırıcı gelen, fakat son on yıldır, inandırıcılığını tümden yitirmiş ‘Trafik kazalar’ benzetmesi, hiç de inandırıcı değil. Bilimsel bir yaklaşım değil. Karayolları Güvenlik Kurulu’nda bir dönem bulundum. Trafik kazalarındaki tüm ölümlerin ihmalden kaynaklandığını anlattım. Bunu azaltmak için ulaşım politikalarının karayolu ağırlığı olmaktan çıkarılması olduğunu söyledim. Ambulans ve yaralı-ölü saymanın ötesinde yeni ulaşım seçenekleri üzerinde durmak için, Türkiye genelinde taramalar yapmamızın gerekliliğin vurguladım. Başlattık da. Fakat benim Diyarbakır Bölge Müdürü olarak atanmamdan sonra, olay durdu. Trafik kazaları vb asla doğal felaketlerle karşılaştıramayız. İkincisi; bizler doğanın var olan tehlikesinden söz ediyoruz. Yani depremlerden, tusunamiden, çiğ düşmesinden, heyelanlardan, sellerden, insanın var ettiği yapay tehlikelerden değil. Daha doğrusu; Nükleer kaza, Trafik kazası, ve benzerlerinden değil. İnsan var ettiği tehlikeyi ‘öncesi ve sonrası önlemlerle’ ortadan kaldırabilir. Nükleer de böylesi önlenebilir yapay bir tehlikedir. Fakat, insan asla var olan doğal tehlikeyi önleyemez, ancak ‘öncesi ve sonrası önlemlerle’ onun ölümcül şiddetini azaltabilir. Biz bu tehlikelerin tehlike olduğunu söylüyoruz.
Ahmet Zegerek: "Zeğerek kardeşim, zekerek yanıt veriyorsun." diye söze başlayan "çorbacıoğlu" beyefendi konuyu çorbaya çevirdiğinin farkındamısın? ABD, çin, fransa, ingiltere, ermenistan ve hatta İran ve BEA bile nükleer enerjiden vazgeçmiş değiller. Konuya ait detaylı bilgi istersen(10.12.2011).
Şevket Çorbacıoğlu: --"Zeğerek kardeşim, zekerek yanıt veriyorsun." diye söze başlayan "çorbacıoğlu" beyefendi konuyu çorbaya çevirdiğinin farkındamısın?-- diye başlayan yanıtınız, benim Zekerek sözcüğünü kullanarak soyadınız üzerinden benzetme yapıp ‘Zeğerek kardeşim, Zekereek yanıt veriyorsunuz’ şeklindeki yanıtımdan alındığınız için, siz de bana ‘ soyadınız gibi her şeyi çorbalıyorsunuz’ şeklinde bir benzetmeli yanıt verebilirsiniz demiştim. Ve de alınmayacağımı vurgulamıştım. Siz alınmışsınız ki benim önerim sonrası bana böyle bir yanıt veriyorsunuz. Bakın ben alınmadım, aksine bana bir şey öğretti duruşunuz; siz genelde alıntı ve alınganlık boyutunda yanıt veriyorsunuz, konulara kendinizden bir şey katmıyorsunuz. Gelelim, o ülkelerin Nükleer’den vazgeçmediklerine. O ülkeler nükleerden isteseler de hemen vazgeçemezler, çünkü bir nükleer mühendis (üstelik yükseğinde) olmanıza karşın, nükleer santrallerin sökümü inşasından daha güç olduğunu bilmelisiniz. Onların nükleer’den vazgeçtiler, çünkü yeni yatırımları durdurdular, daha doğrusu yeni seçenek enerji projeleri geliştiriyorlar. Onlar, ellerindeki santralleri söküp Türkiye gibi ülkelere konuşlandırmak istiyorlar (eski teknolojilerini). Bana söyler misiniz, bu ülkelerin hangisi yeni bir Nükleer santral inşasına başlamış? Aksine durdurdular.
Ahmet Zeğerek: Yakın zamanda dünyada 350 yeni nükleer santral kurulacak. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Yukiya Amano, nükleer enerjinin dünyada önemli enerji kaynakları arasında olmaya devam edeceğini söyledi (12 Aralık 2011).
Şevket Çorbacıoğlu: Zeğerek; bu Yukiya, Rukiye değilse, Japon. Peki Yükiya Nükleeri Japonya'da kuracağız diyor mu? Yok. Çünkü Nükleer teknolojiyi, alabildiğine yoğunlaştıran Japonya, elinde kalan Nükleer teknolojisini birilerine satmak istiyor. Olayın özü bu. Tıpkı Almanaya'nın vd ülkelerin teknoloji artıklarını başka ülkelere dayattıkları gibi. Soruyorum; Niagara, dünyanın debisi en yüksek nehri. ABD ve Kanada neden buraya HES inşa etmediler? Doğayı korumak için. Aynı ülkeler neden Nükleer'den vezgeçti? Doğayı ve doğanı korumak için. Şimdi siz bunu da, yanlışı algılama öncesi yaşama geçirilmiş proje örnekleriyle savunursunuz. Anla kardeşim, amaç nükleer ile para kazanmak olmamalı, insanı ve onun doğal yaşamını kazanmak olmalı. Nükleeri, evrensel tehlike için savun, insanını tehlikeye düşürmek için değil. Dünün bilimkurgu romanları gerçek oldu, günümüz BK Romanlarının gerçekleşip gezegeneler arası savaşın başlamayacağını söyleyebilir misin?
Ahmet zeğerek: "çorbacıoğlu" beyefendi, sera gazları ısıyı emerek dünyayı ısıtırlar buyurmuşsunuz ama sera etkisi öyle olmaz. sera etkisi en fazla olan CO2 gazı güneşten dünyaya gelen küçük dalgaboyundaki ısıyı yer yüzüne geçirir. Yeryüzüne çarpan küçük dalgaboylu ısı, daha büyük dalga boylu ısı olarak uzaya kaçar. İşte sera gazları burada devreye girerler. bunlar büyük dalga boylu ısıların uzaya kaçmasını engellerler. yani dünyaya giren ısının tekrar uzaya kaçmasına engel olurlar. eğer sera etkisi olmasaydı dünyanın güneşe bakan yüzü (gündüz) yanarken, arkada kalan tarafı (gece) donardı ve dünyada hayat oluşamazdı. Görüldüğü gibi sera etkisi sanıldığı gibi zararlı bir olay değildir. Denge halinde olduğunda dünyada hayatın varlığı ve devamı için elzemdir. Asıl korkulması gereken bu dengenin bozulmasıdır. Bu dengeyi en çok bozan da elektrik üretmek için kullanılan termik santraller ve ulaşımda kullanılan petrol yakan araçlardır. nükleer santrallerin havaya sera gazları yaymadığını herkes bilir(12 Aralık 2011)
Ahmet Zeğerek: sayın "çorbacıoğlu"na ... okuma yazman varsa dikkatli okurmusun? Fransa Nükleere 1 Milyar Euro Yatırımda Kararlı 26.06.2011 21:06 Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ülkesinin önümüzdeki dönemde nükleer enerji yatırımlarına 1 milyar euro harcayacağını söyledi. Japonya’da bulunan Fukuşima nükleer santralinde 11 Mart’ta yaşanan felaketin etkileri sürerken, Sarkozy’nin yaptığı bu açıklama tartışma yaratacak gibi görünüyor. Fukuşima’daki felaket sonrası bazı ülkelerin yeni nükleer reaktörlerle ilgili moratoryum kararı almasının “hiçbir anlamı olmadığını” belirten Sarkozy, “Günümüzde nükleer enerjinin alternatifi yok” dedi. Hükümetin enerji yatırımlarıyla ilgili basın toplantısında konuşan Sarkozy, Fransa’nın önümüzdeki dönemde nükleer enerjiye 1 milyar euro yatırma planının değişmediğini ifade ederken yenilenebilir enerjiye de 1.35 milyar dolar yatıracaklarını ifade etti. detay için. http://akkuyu.webnode.com.tr/news/fransa%20nukleere%201%20milyar%20euro%20yat%C4%B1r%C4%B1mda
Şevket Çorbacıoğlu: Zeğerek bey, konuyu yine zektirmişsin. Bırak nükleer dersi vermeyi, atmosferi anlatmayı, nükleer tehlikeli mi, değil mi onun yanıtını ver. Üstün teknolojiye sahip gelişmiş ülkeler, olası tehlikeden söz ederken ve bu nedenle seçenek enerji projeleri geliştirirken, sen hala nuh diyor peygamber demeyerek, nükleer deyip tehlike demiyorsun.
İkincisi; madem okuma yazma bilmiyorum, bu konuda kuşkuların var, eziyet edip, nükleer sendromunu içeren e-postalar atmayın.
Üçüncüsü, dördüncüsünü, dördüncüsü, beşincisini, beşincisi....n'incisini getireceği için şu kısa yanıtı vermek isterim son olarak; elindeki tehlikeli ve de defolu malı satmak isteyenlerin, örneğin Sarkozy'lerin pazar yaratma çığırtkanlıklarını, nükleer'in tehlikeli olmadığının gerekçesi göstermen, senin gibi nükleer zekaya yakıştığını söyleyemem.
Burada bir tartışma yapıyoruz 2 uygar insan olarak, lütfen tartışma sonrası bir selam ile bitirelim muhabbeti...Bu bile aklınıza gelmiyor, illede nu nu nu... "Benim oğlum bina okur, döne döne yine okur." Aynı şeyleri tekrarlamanın bir anlamı yok.
Ahmet Zeğerek; çok uyanıksın sen be çavuş. niye son yorumumu onaylayamadın. yemedi değimli(26 Aralık 2011)?
Şevket Çorbacıoğlu: Oldu mu şimdi, senin gibi koca Nükleer Yüksek Mühendise(?) yakıştı mı? Ne demek, ‘çavuş…yemedi sözcükleri’. Ağzına biber mi sürmeli yoksa…Yedirmelerden gidersen zararlı çıkarsın, öyle yedirirler ki atomlarına ayrılırsın…Her ne ise, bahsettiğiniz şu linkini verdiğiniz mi, onaylanmadı dediğiniz?:
Bana en son bu geldi ve o’na yanıt verdim. Bu 11.cisi. 11 diyorum çünkü Ali ismiyle gelen yorumcu da sensin.
“Zeğerek bey, konuyu yine zektirmişsin.” İle başlayan yorumum, son gelen iki yorumunuza yanıt idi,
Bunlardan ilki; :"çorbacıoğlu" beyefendi, sera gazları ısıyı emerek dünyayı ısıtırlar buyurmuşsunuz ama sera etkisi öyle olmaz…” şeklinde başlayan yorumunuz ise, o’nu tekrar gönder yorumlayayım, belki o’nu onaylamamış olabilirim.
Tüm yorumlarınızı saklıyorum ki, onlara yanıt veren bir yazı hazırlıyorum…Son uyarı, lütfen seviyeyi düşürme,bak biber elimde….
Şimdi sıra geldi, benim mini anketime:
Şevket Çorbacıoğlu ve Ahmet Zeğerek arasındaki nükleer savaşı kim kazandı?
a-Ahmet Zeğerek
b-Şevket çorbacıoğlu
- http://blog.milliyet.com.tr/nukleer-ve-hes-ler-tehlike-bizi-bekler-1/Blog/?BlogNo=329570
- http://blog.milliyet.com.tr/enerji-secenekleri-ve-nukleer-hes-ler-tehlike-bizleri-bekler-2/Blog/?BlogNo=331046#aCom
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder