GALATASARAY’İN KONYA MAÇI İLE BİTEN
İKİ YILLIK BAŞARISIZLIK ÖYKÜSÜ-8
09/Ağustos 2009’da Rijkaard ile oynanan deplasmandaki Gaziantepspor maçı başlayan ve 20 Mayıs 2011’de Aslantepe Arena’da Bülent Ünder ile oynanan son Konyaspor maçı ile İki yıllık başarısızlık öyküsü bitti.
Maçı Kazim ve Culio’nun golleriyle 2-0 kazandı ve ligi de 46 puanla bitirdi.
Detayını yazı dizisinin sonuna bırakarak, biz 7 ‘de bıraktığımız yazı dizisinin 8. ile sürdürelim:
Rijkaard sarüveni bitmişti artık.
Şuna da inanıyorum, gelecek kişi kesin Rijkaard’ı aratacaktır.
İşte bu isim Romen Albay Gheorghe Hagi. Albay, çünkü Romanya diktatörü Çavuşesko o’nun, Steau Bükreş’i Avrupa süper kupa sahibi yaptığı ve İspanya Lal Liga’da,Real Madrid’te elde ettiği başarıları nedeiyle o’nu Albaylık rütbesine taşıdı.
Nam-ı diğer Karpatların Maradonası, 1996 yılında 31 yaşındayken Galatasaray’a gelmiş ve tam 5 yıl Galatasaray’ı futbolcu olarak başarıdan başarıya koşturmuştu.
Galatasaray onun katkılarıyla; Fatih Terim döneminde Türkiye futbol Ligi’nin altını üstüne getiren
4 yıl üst üste şampiyon oldu(1996-97, 1997-98, 1998-99, 1999-2000 sezonları). En önemlisi; Bir UEFA ve Avrupa Süper Kupa şampiyonlukları kazanmasıdır.
“Veda ettiği 2000-2001 sezonu sonunda futbolu bıraktığını açıklamasına rağmen İtalya'nın İnter ve İspanya'nın Real Madrid kulüplerinden futbola dönmesi için teklif alındığı İnter ve Madrid yöneticileri tarafından doğrulandı. Fakat Hagi, tekliflere çok teşekkür ederek Galatasaray'da mutlu olduğunu ve futbola burada veda edeceğini söyledi. Galatasaray Kulübü Hagi 'nin taşıdğı 10 numaralı formayı 2002 yılına kadar müzeye kaldırdı. 2002-2003 sezonunda Fatih Terim' in tekrar gelişiyle Brezilyalı Jorge Felipe formayı giydi 2003-2004 sezonunda tekrar Galatasaray geri dönen Hakan Şükür 10 numarayı 1 sezon giydi. Fakat Hakan formasının arkasına Hakan Şükür değil, H.Şükür (Hagi'nin "H" si) yazdırarak 10 numaralı formayı ondan daha fazla hak etmediğini ve saygısını göstermek istemiştir(Vikipedi).”
Tekrar Vikipedi’ye uğrayalım: “Hagi, futbolu bırakır bırakmaz Romanya milli takım teknik direktörlüğüne getirildi ancak başarılı olamadı. Daha sonra çalıştırdığı diğer bir takım Süper Lig ekiplerinden Bursaspor oldu. Bursaspor'da istenilen ortamı sağlayamaması sebebi ile sezon bitmeden ayrıldı ve birkaç ay sonra Fatih Terim'in istifası ile Galatasaray teknik direktörlüğüne getirildi. Birkaç yıl önce oyuncu olarak ter döktüğü takıma bu sefer hoca olarak gelen Hagi, Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi finalde 5-1 gibi bir skorla yenip Türkiye Kupası'nı kazandığı maçta takımın teknik direktörü idi. Galatasaray'dan sonra, Romanya'nın Politehnica Timişoara ve sonra da Steaua Bükreş takımlarını çalıştırdı. Ardından teknik direktörlüğüde bırakarak kendi ismiyle açılan futbol okulunun başına geçti.
21 Ekim 2010 tarihinde Frank Rijkaard'ın ayrılmasının ardından Galatasaray'ın teknik direktörlüğüne yeniden getirilmiştir. 22 Ekim 2010 'da Florya Metin Oktay Tesislerinde 1.5 yıllık sözleşme imzalamıştır.”
Vikiped’nin söyledikleri bizim Hagi ile yaşadıklarımdı. Bu yaşadıklarımız gösteriyor ki Hagi süper bir oyuncu, fakat süper de başarısız bir çalıştırıcı.
Galatasaray bu kendi içinde çelişmesine karşın doğruları içeren, fakat saçma ve çelişkili gözüken, çatışkıyı körükleyen yanıltmaçtan , yani Paradoksal durumdan kendisini kurtararak kesin yeni bir paradigma yaratması gerekir.
Bu paradigmayı paranoyan kimliklerle yaşama geçiremezsiniz.
Galatasaray, pardon Polat Hagi’yi niçin getirdi anlamış değilim.
Göreceğiz bakalım.
Gördük ve umutlandık,
Çünkü Hagi, ilk maçına Kadiköy’de Fenerbahçe’nin karşısına çıkacaktı.
Lig’in 9. haftasında 10 yıldır Kadiköy’de yenemediğimiz FB karşısına çıktık.
Fenerbahçe’nin 10 Maçlık Galibiyet Serisi 2010 yılının 24 Ekim’i Son Buldu. Spor Toto Süper Lig’in 9. haftasında oynanan derbi maçta Fenerbahçe ile Galatasaray Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda 0-0 berabere kaldı. İki takım arasında Fenerbahçe’nin evinde 0-0 berabere biten son Süper Lig maçı 1 Mart 1986 yılında oynanmıştı.
Ayağındaki Romanya tozu ile derbiye çıkan Hagi, FB'nin 'Kadiköy Saltanatı'na dün gece son verdi. Maçın 90 dakika tek hakimi Galatasaray idi.
Pino harikalar yaratı, fakat bir gol yaratamadı, çünkü anormal bir oyun çıkaran top kaybedici sihirbaz(Bir GS maçanda kı……top durdurmuştu) Volkan Demirel yanardağ ağzı gibi bir şutu kaleye sokmadı.
Eğer bir takım başarısızlığı şansızlık da besliyor ise, o takımın devasa bir derdi olur. Galatasaray bu süreci yaşıyor.
Lig7in 10. haftası Galatasaray’ın “Oh be!” dediği hafta idi.
Evet, Antalyaspor’u Servet Çetin ve Pino’nun golleriyle 34 gün sonra yeniyorduk.
“Hagi ile yeniden doğduk” “Hagi yasal doping” denmesine karşın ben haftaya oynanacak deplasmandaki Trabzon maçı sonrası Galatasaray durumu kendini gösterecektir düşüncesindeyim.
Adnan Polat maç ertesi 31 Ekim’de kamuya yansıyan tümcesi şu “Hagi ile ya zirve ya hiç” Bu çok iddialı ve düşündürücü bir tümce.
Lig’in 11. haftası geldi…Gelmez olaydı, Trabzon 2- Galatasaray 0. Bu sonuçla Trabzon liderlik koltuğuna oturdu.; Galatasaray’da 10 puan arkasında lig’in 9. sırasına…
Hakem tam bir alem idi Giray’i özenle sahada tuttu. Giray’in ilk hareketi yüzde bin sarı kartlık çünkü Elano’yu resmen arkadan çekiyor, hakem orada yok. Giray’ın son hamlesine verdiği sarı kart ikinci sarı kart, cart kırmız kart ve at. İşte hakem bu süreci işletse Trabzon bir saat 10 kişi oynayacaktı.
En kötüsü Servet’in 77. dakikada top kaptırması ve Cim Bom’un ilk golü yemesi oldu. Artı 90+4 golü ise tuzu biberi…
Nedense Halis Özkahya’yi Galatasaray maçlarında çok görüyorum. Neden acaba? Tolga Özkalfa ile mi karıştırdım?
Ziraat Türkiye Kupası’nda Elano ve Pino(2) golleriyle Denizlispor’u 3-1 ile geçti. Yani Elano ve Pino, kötü gidişe “No, no” dediler diyebiliriz.Bakalım ligde bunu diyebilecekler mi?
İnanın Pino ‘El nino” fırtınası “El Pino” giydi.
Hagi nedense Misimoviç’i oynatamıyor. Bu maçta hiç oynatmadı. Kötü senaristler işbaşında. Hafi bilerek Misimoviç’in moralini bozuyormuş, çünkü Bosna Hersek-Romanya maçı öncesi Misimoviç’i bitirmek istiyormuş…Canım kendisi Romanyalı ya…
Galatasaray zaten inişte idi, Hagi gelişte iken. Şimdi Hagi de inişe geçti, çünkü Galatasaray’a yetişti.
Çünkü Ligin 12. maçında kendi evinde artist Hikmet Karaman’ın( Galatasaray’da Reinhard Saftig, Fatih Terim’in uzun zaman yardımcılığın yapmıştı) Manisaspor’u geldi Cim Bom’u 2 gol ile komaya soktu. “Galatasaray 0- Manisaspor 2”. Olacak iş değil Manispor topçuları sanki mesir macunuyla sahaya çıkmışlardı, çünkü dur durak bilmediler.
Karaman iyi çalıştırıcı ama iyi bir kimlik değil. Baksanıza ettiği şu lafa: “Galatasaray benim elimde olsa 5’lerdim. Hagi’ye saygım var ama anlayın aramızdaki farkı”. Ben anladım farkı. Bir insan saygısızlık yaparken saygım var diyorsa, onun zerre kadar saygısı olduğunu zannetmiyorum. Olsa bu saygısız konuşmayı yapmazdı.
(Yazının devamı haftaya)
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder