MÜHENDİSLER GÜVENCELİ İŞ, GÜVENLİ GELECEK KONUSUNDAKİ 10 İSTEMİ İÇİN 15 MAYIS’TA ANKARADALAR:
Konu ile ilgili sayısız yazılarım oldu. Önceliği teknik dergilere vermişim ve ilk yazıyı; 1992 Eylül’ünde “Mühendislerini Sorunları” başlıklı yazıyla Türk-İnşa dergisinde yazmışım. Ardından, yayın hayatına o yıllarda giren; Ankara İMO Şube adına sahibinin Mustafa Çobanoğlu olduğu, yazı işleri müdürlüğünü sevgili Enis N. Özdoğan’nın yaptığı ve benim de yayın kurulu olarak yer aldığım “TMMOB-İnşaat Mühendisler Odası- Anka Şubesi Bülten” inde yazmaya başlamışım. Oradaki önemli yazım Şubat 1995 sayısında “Mühendisliğin İdeolojik Eksenlerde Tartışılması ve Günümüzdeki Konumu” başlıklı yazım oldu.
1997 Haziran sayısındaki yazımın başlığı; “Mühendise (Danışan) Yok mu? Bu yazımdan bazı alıntılar yapmak istiyorum: “….Ben Mühendis-Mimarları Kunduz’a benzetirim. Nasıl ki Kunduzlar büyük bir ustalıkla bentler ve setler inşa ederek yeni yaşam alanları açarlar; işte meslektaşlarım da böylesi yeni yaşam alanlarının yaratıcılarıdır. Fakat bu yaşam alanlarında kendilerine pek yer bulamazlar….
Mühendislerin sorunu (Mimarlar demiyorum, çünkü onlar da bir şekilde inşa mühendisleridir) sorunları yıllardır çözümsüzlük ortamında… Belli ki bu sorunlar hala aşılabilmiş değil. Aştıranlar mı aştırmıyor, yoksa kendileri mi aşamıyor; orasını pek aşmış değilim….
Şu bir gerçek ki sorunlar sürüncemede.. 1970 yılında personel rejimindeki değişiklik salt mühendislerin değil, tüm teknik elemanların belini büktü. O döneme dek uygulamada olan 10195 sayıl kararname kaldırıldı. Özellikle bu süreci işleten Meslektaşımız sayın Süleyman Demirel’e durumun düzeltilmesi söylendiğinde “Benim Mühendisimi işini bilir-bilir…” yanıtı Mühendislerin sorunlarını kronikleştiren sürecin başlangıcıdır adeta…
Meslektaşlarımızın bir kısmı bu süreç sonrası çıkar boyutunda lokalize olarak, sorunlarını kendileri çözmeye başladı.. Bu noktada fıkram geldi; “Nuh tufanı koptu kopacak… Son anda iki kişinin eksik olduğu fark ediliyor. O da ne?! İdris ve Temel, sırtını bir ağaca vermiş, olanları izliyorlar… Gemiye acilen binmeleri için uyarılırlar. Hiç oralı değiller. Israr edilince ikisi birden hafifçe kaykılarak “Siz gidün, biz kendü takamuzla geleceğuz..”
Üzülerek belirteyim ki; bizler yaşam fırtınasında sığınacağımız TMMOB gemisine nedense önem vermeyip, kendi bireysel takalarımızla fırtınalara direnmeye çalıştık. Ki genelde de bu fırtınalarda yok olmayı bırak, yok ettik de… Evet Mühendis kardeşlerim; ‘Haklarımız, geleceğimiz, halkımız ve ülkemiz için’ 15 Mayıs 2011’de saat 10’da ‘Ankara Tren Garı’nda, bize yaşatılan fırtınalardan korunmak için ‘TMMOB gemisinde’ toplanarak saat en geç 13’te Sıhhiye Meydanı’na inmemiz gerekiyor. ‘Niçin?’ sorusunun yanıtını almak için öncellikle; 15 ve 16 Mayıs 2008’de yazdığım “İnşaat Sektörü, TOKİ ve Mühendislerin Durumu(1-2)” başlıklı iki yazımı ve TMMOB Bildirisini okumanızı istiyorum:
- http://blog.milliyet.com.tr/Insaat_sektoru__TOKI_ve_muhendislerin_durumu__1/Blog/?BlogNo=109723
- http://blog.milliyet.com.tr/Insaat_sektoru__TOKI_ve_muhendisler_2/Blog/?BlogNo=109922
TMMOB Bildirisi: Günümüzde mühendislerin çalışma yaşamları teknolojinin, üretim ilişkileri ve üretici güçlerin gelişim ve dönüşümüne bağlı olarak tarihsel bir değişim göstermektedir. Özel sektörde istihdam edilen ücretli mühendis sayısı hızla artmıştır, artmaya devam etmektedir. Plansız ve altyapısız bir şekilde her ilde bir üniversite açılmasına bağlı olarak artan mezun sayısı ve sıklaşan krizler, meslektaşlarımızın emeğinin vasıfsızlaşmasına ve ucuz iş gücünün oluşmasına neden olmaktadır.
Bu dönemde işsizlik, çalışma koşullarının niteliksizleşmesi, çalışma saatlerinin uzaması, düşük ücretler, iş güvencesinden yoksun mezarda emeklilik ve mesleğimizin itibarsızlaştırılması en önemli sorunlarımız olarak öne çıkmaktadır. Meslektaşlarımıza ve mesleğimize dönük yaşanan bu olumsuzluklara karşı aşağıda ifade etmiş olduğumuz 10 talebimizi TBMM’ye ulaştırmak üzere tüm inşaat mühendislerine imzaya açıyoruz.
Bütün meslektaşlarımızı imza kampanyasına destek olmaya davet ediyoruz. İstemlerimiz:
- 1.Son yıllarda mühendislerin ücretleri büyük bir hızla tırpanlanmakta, 750-800 TL’ ye çalışmak zorunda bırakılan meslektaşlarımız bulunmaktadır. Ayrıca SSK primleri gerçek ücretler üzerinden değil, asgari ücret üzerinden yatırılmaktadır. 2011 yılı için odamızın belirleyeceği inşaat mühendisliği asgari ücretinin yasal güvence altına alınmasını, ssk primlerini gerçek ücretler üzerinden yatırmayan işyerleri için gerekli cezai işlemlerin yapılmasını talep ediyoruz.
- 2.Özel sektörde çalışan meslektaşlarımız, zorunlu mesailerle birlikte günlük 12 saate varan çalışma süreleri ile karşı karşıya bırakılmakradır.. Üstelik birçok işyerinde mesaileri kayıt altına alınmamakta, yasal izinleri işverenleri tarafından gasp edilmektedir. Haftalık çalışma sürelerinin kamu ve özel sektörde 40 saatte eşitlenmesini, fazla mesai ücretlerinin eksiksiz ödenmesini, yasal izin haklarının tümünün kullandırılmasını, çalışanların bu haklarını gasp eden işyerlerine cezai yaptırım uygulanmasını istiyoruz.
- 3.Birçok işyerinde teknik elemanlara ilişkin işler mühendislere yaptırılmazken, meslektaşlarımız mühendislik mesleği dışındaki işlerde de çalışmaya zorlanmaktadır. Bu bazen işverenin banka vb. işlemleri, bazen özel yaşamı ile ilgili işler olabilmektedir. Mesleğimize dönük itibarsızlaştırma saldırısına karşı, üretim sürecinde etkili ve nitelikli mesleki koşulların sağlanmasını, mühendislerin görev tanımlarının dışında çalışmalarının ve angaryanın engellenmesini istiyoruz.
- 4. Devlet Memurları Kanunu (657 sayılı) değiştirilerek kamuda güvencesiz çalışma koşulları yaratılmak isteniyor. Özel sektörde çalışan meslektaşlarımız için ise güvencesizlik en büyük sorun. Sebepsiz ve tazminatsız işten çıkarmalar yaygınlaşıyor, emeklilik ise ulaşılması zor bir hayale dönüşüyor. Kriz vb. Bahaneler ile işten çıkarmaların yasaklanmasını, emeklilik hakkının güvence altına alınmasını istiyoruz. Güvenceli iş ve çalışma hakkının özel sektörde çalışan mühendisleri de kapsayacak şekilde düzenlenmesini istiyoruz.
- 5.Meslek alanımızda son yıllarda işsizlik büyük bir hızla artmaktadır. Yeni mezun meslektaşlarımızın birçoğu iş bulamamakta ya da kölelik koşullarında çalışmaya zorlanmaktadır. İşsizliğe karşı mühendislerin istihdamını artıracak düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.
- 6.Son dönem uygulamaya konulan “her ile bir üniversite” uygulaması ile her yıl yaklaşık 5000 inşaat mühendisi sektöre girmektedir. Bu sayı her geçen yıl daha da artacaktır. İstihdam sorunu çözülmeden geliştirilen bu yaklaşım hem çalışan hem de mezun olacak genç meslektaşlarımız üzerinde büyük bir baskı yaratmakta, ücretleri düşürmekte, işsizliği artırmakta, mesleğimizi niteliksizleştirmektedir. Bütüncül bir planlama anlayışı olmaksızın sürdürülen her ile bir üniversite yaklaşımı derhal terk edilmelidir. Var olan üniversitelerin mühendislik bölümleri donanım ve içerik bakımından yileştirilmeli, bilimsel yeterliliği sağlanmalıdır.
- 7.Yurtdışında çalışan meslektaşlarımız zorlu çalışma koşullarında, emeklilik primleri yatırılmadan, maaşlarını kimi zaman geç alarak, kimi zaman alamayarak çalışmakta, ayrıca çalıştığı ülkedeki mühendislere göre daha ucuz iş gücü olarak görülmektedirler. Maaşlarını alamadan ülkeye dönen çok sayıda meslektaşımız bulunmaktadır. Döndüklerinde ise hiçbir hak talep edememektedirler. Yurtdışında çalışan meslektaşlarımızın kötü çalışma koşullarına karşı önlem alınmalı, çalışma bakanlığı ve odamız uygulamaları takip ve kontrol etme konusunda yetkilendirilmelidir.
- 8.Kadın meslektaşlarımız; doğum vb. nedenlerle işten çıkarılmakta; bebek bakımı ve emzirme gibi yasal izin dönemlerinde işveren keyfi uygulamalarla maaş kesintisine giderek kadın meslektaşlarımızı hak gaspına uğratmaktadır. Yasalarda bulunan anne ve baba için ücretli doğum izni ve emzirme izninin ihtiyaçlara göre artırılmasını, kadınların doğum izni sırasındaki ücretlerinin ve primlerinin tam ve eksiksiz ödenmesini istiyoruz.
- 9.Kamu kurum ve kuruluşlarında mühendis istihdamı, tayin ve terfileri, politik ve benzeri etkilerden arındırılarak, ehliyet ve liyakat ölçülerinde açık, şeffaf ve denetlenebilir bir sistem oluşturulmalıdır.
- 10.Tüm bu taleplerimizin takibi ve denetlenmesi için, biz inşaat mühendislerinin tek örgütlü gücü olan odamıza gerekli yetki ve sorumlulukların verilmesini, mesleğimizi ve meslektaşlarımızı ilgilendiren yasa ve diğer konuların karar süreçlerinde odamızında içinde bulunduğu demokratik katılım mekanizmalarının oluşturulmasını istiyoruz (Politeknik.org.tr)
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
Yorumlar
Yorum Gönder