Galatasaray’ın 2009-2011 sezonlarında fazla aklına getirmediği, özellikle 2010/11 sezonunda unuttuğu bir şey vardı; “Kazanmak”. İşte bu unuttuğu şeyi ancak 2010-11 sezonunun sonuna gelindiği 32. haftada anımsadı; Kasımpaşa’yı Stancu, Baros ve Servet’in golleriyle 3-1 yenerek.
Bunu burada noktalayıp yazı dizisinin 6.sına devam edelim:
Sezon bitmiş futbol bitmemişti. Çünkü 19. Dünya kupası finalleri oynanmaya başlanmıştı.
Yine ekranlara bağlanmıştık(ben o kadar değil). Bu ekran esaretinde rahattık. Ne de olsa Galatasaray, FB, BJK, Bursa ve Trabzon ne yapacak endişesi huzursuzluğu yoktu.
11 Haziran 2010’da ev sahibi Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Johannesburg kentinde Meksika ile oynadığı maçla başlayan ve 11 Temmuz 2010 sona eren finallerde tam 64 maç oynandı.
Finalde Hollanda ve İspanya karşı-karşıya geldi. İniesta’nın 116. dakikadaki golüyle İspanya maçı 1-0 kazanarak ilk kez Dünya kupasını kazandı.
Benim adayım Hollanda idi, çünkü bu takım finallere gelinceye dek 25 maçtır yenilmeyen ve turnuvadaki tüm maçları kazanmış bir Hollanda vardı.
Fakat işi Almanya’nın Oberhausen sualtı müzesinde bulunan‘Ahtapot Paul’ bozmuştu. Nedeni Matadorlar’ın kupayı kazanacağını günler öncesinde söylemesi. Daha da ilginci Almanya’nın tüm maçlarını bilmesi.
Hakemler: Howard Webb (İngiltere), Darren Cann (İngiltere), Michael Mullarkey (İngiltere)
Hollanda: Maarten Stekelenburg, Gregory van der Wiel, John Heitinga, Joris Mathijsen, Giovanni van Bronckhorst, Dirk Kuyt, Mark van Bommel, Wesley Sneijder, Nigel de Jong, Arjen Robben, Robin van Persie
İspanya: Iker Casillas, Sergio Ramos, Gerard Pique, Carles Puyol, Joan Capdevila, Xabi Alonso, Xavi, Andres Iniesta, Sergio Busquets, Pedro, David Villa.
Türkiye bu kupaya katılamamıştı. Öyküsünü biliyorsunuz.
Dünya kupası finalleri bitince bu sefer; süper ligi takımlarımızın futbolcu aktarımlarına(Fr.Transfer) sıra gelmişti.
Kayserispor’dan 27 yaşındaki Ali TuranGalatasaray BJK’den eski Samsunsporlu 23 yaşındaki Serdar Özkan’ı, geleceğin H. Şükür’ü diye adlandırılan 24 yaşındaki Bucasporlu Mehmet Batdal’ı(18 Mayıs 2010) Monaco’da 24 yaşındaki sihirbaz lakaplı Kolombiyalı Juan Pablo Pino(19 Temmuz 2010) ve Fransa’nın Olimpik Marsilya takımının eski kaptanı olan ve İngiltere Premier lig’de oynayan 27 yaşındaki Arnavut Lorik Cana takıma aktardı, yani Fransızcası transfer(bu daha iyi anlaşılıyor) etti.
Ardından Galatasaray’ın UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme tur maçları başladı. İlk maçı 29 Temmuz 2010’da OFK Beograd ile Ali Sami Yen Stadı'nda yaptı ve 2-2 berabere kaldı. Galatasaray’ın defansı SOS veriyor. Golleri 26. ve 76. dakikada Arda Turan attı. Bu maçta harikalar yaratan Arda’nın ilk golü sezonun ilk resmi golü idi.
Galatasaray UEFA Avrupa Ligi üçüncü ön eleme rövanşında Sirbistan’ın OFK Beograd takımını deplasmanda 5-1 yenerek play-off turuna yükseldi .
M.Sarp, H.Kewell(2), Arda Turan ve Mehmet Batdal’ın golleriyle maçı alıd ve takım olarak da çok-çok alkış aldı.
Kewell’e artık büyücü denmeye başlandı. Galatasaray’da birileri için “Aslan yürekliler” olmuştu.
Ve Rijkaard 2010-2011 sezonu da Galatasaray’ın başında. Bence doğru bir karar. Aslında bu sezon da şampiyon olmayabilir. Rijkaard yine kalmalı.
Kalmalı, çünkü Türkiye’de 10 maç sonra çalıştırıcı değiştiriliyor. Anında başarı isteyenler anında çalışıtırıcı göndermeyi ilke haline getirdiler. Sanki yeni çalıştırıcı bir çıkar materyalı. Yani ben seni getiririm bunu veririm fakat bu pay da ….Her neyse sinirleriniz bozmayayım.
Şu bir gerçek ki Türkiye’de futbolcu, çalıştırıcı aktarımı(Fransızcası transferi) ve de Kulüp başkanlığı-üyeliği, futbol takımı sorumluluğu, teknik menajerlik kişisel ve grupsal özdeksel çıkar sağlama süreçleridir.
İlk süper lig maçı 14 Ağustos 2010’da başladı.
Sivasspor ile Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in ilk haftasında Sivas 4 Eylül Stadı'nda karşı karşıya geldi. Sivasspor, Galatasaray'ı 2-1 mağlup etti. Sarı-kırmızılı ekip lige yenilgi ile başladı.
Aykut Erçetin, Ali Turan, Servet Çetin, Lucas Neill, Hakan Balta, Lorik Cana (Dk.72 Milan Baros), Mustafa Sarp, Ayhan Akman, Emre Çolak (Dk.61 Mehmet Batdal), Arda Turan (Dk.79 Barış Özbek), Harry Kewell 11’i ile sahaya çıktı Galatasaray.
Yedekler de;
Ufuk Ceylan, Gökhan Zan, Barış, Mehmet Batdal, Milan Baros, Serkan Kurtuluş, Musa Çağıran idi.
7. dakikada Mustafa Sarp ile öne geçen Cim Bom, birinci ve ikinci yarıda yedikleriyle 2-1’in getirdiği sıfır puanı afiyetle mideye indirdiler.
Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu. Bence hemen hakemlerden yakınmaya başlamak doğru değil. Belli ki hakemler Galatasaray’ı bu yılda rahat bırakmayacak. Onun için yakınmaları erken yakıp bitirmeyelim. İler ki maçlarda gerecek.
Ne olursa olsun bir şeye iyi başlamamak, hiç de iyi bir şey değil. Bunun ardı gelir ve sizi bir şeylerin ardında bırakır, genelde. En azından halk arasında böyle bir kanı vardır. Böyle bir kanı olmasa da, moral faktörünü en azından dikkate almak gerekir.
Lig’in 2. haftasında Cim Bom geçen yılın gizemli şampiyonu Bursaspor kendi sahasında karşılaşacak.
Fakat sahaya Abdullah Yılmaz isminde bir gizemli hakem Galatasaray’ı perişan olmasında müthiş başarılı oldu. Hekemliği bırakmış hakemler bile yorum yaptıkları köşelerinde ‘Skandal Yönetim’ diye başlık attılar. 45+1’de Volkan Şen, topu kasıtlı olarak elle tutuyor; ikinci sarı katran kırmızı kartla atılması gerekir, 5 metre mesafede duran hakemimiz hiç oralı değil. Ama hakemimiz oralı sanki, yani Bursalı ki maçın Yıldızı Volkan Şen oyundan atmıyor ve Bursa’yı 10 kişi bırakmıyor. Bıraksa Bursa’nın galip gelmesi olası değildi.
İlk iki haftayı puansız kapatıyor, tıpkı 1989-90 sezonu Samsunspor ve Adana Demir Spor’a yenilerek sıfır çektiği gibi.
Galatasaray 19 Ağustos 2010 tarihinde İstanbul’daki, UEFA Avrupa Ligi Play-off Turu maçında Ukrayna temsilcisi Karpaty Lviv ile tıpkı 0FK Beograd takımı gibi 2 – 2 berabere kaldı.
Karşılaşmada takımımızın golleri 59. ve 85. dakikada Milan Baros’dan gelirken Karpaty Lviv’in gollerini 34. dakikada Kuznetsov ve 40. dakikada Zenjov’dan geldi.
UEFA Avrupa Ligi Play Off Turu 2.Maçında Galatasaray Deplasmanda Karpaty Lviv ile 1-1 Berabere Kalarak UEFA’ya Havlu Attı. Galatasaray, 71.Dakika da Kuznetsov‘un Kırmızı Kart Görmesiyle 10 Kişi Kalan Karpaty Lviv Karşısında Maçın Son Dakikalarında 90+1.Dakikada Aydın‘ın Attığı Golle 1-0 Öne Geçti. Maç Bu Skorla Biticek Derken 90+3.Dakika da Fedetskyy, Karpaty Lviv Takımı İpten Alıp UEFA Avrupa Ligi Gruplarına Taşıdı..
Galatasaray geçen yıl Bursa havlusu atmıştı, bu yıl havluları erken atacak gibi. Bunun için havlu sipariş etmesi gerekir.
Şaka bir yana, bir oyana bir bu yana Galatasaray’ım çal-çal oyna. Ne oluyor ve ne olmuyor?
Lig’in 3. haftasında Galatasaray ES-ES’te esti gürledi; 1-3.
Evet Eskişehir’i kendi sahasında 3-1 ile geçerek, Galatasaray ve Arda’nın muhteşem dönüşünü izledik. Goller Baros, Arda ve Servet attı.
Galatasaray Bosna Hersek’in ulusal takım oyuncusu Misimoviç’in peşinde idi ve yakaldı o’nu. Zvjezdan Misimoviç’i Galatasaray geçen yılın flaş Alman şampiyonu Wosburg’dan aldı.
Galatasaray Arjantinli yıldız Emiliano İnsua’yi da Livorpool’dan kiraladı.
Lig’in 4. haftasında Galatasaray Gaziantepspor’u Kewell’in penaltı golüyle 1-0 yendi yenmesine de, futbolundan kimse memnun kalmadı.
Misimoviç 90 dakika oynadı. Bence erkendi. Aslında takıma alıştıra, alıştıra konmasi gerekirdi. İyi bir topçu. Fakat İnsua mithişti. Tangocu kademelere girdi, savunmaya katkı verdi. Kısacası galibiyetin mimarı idi.
Artık GS iyi oynasa da birileri için kötü bir takım. Yöneticilerin tüm sıkıntıları Aslantep Arena’yi kurtarmak. Fakat yetki verilen Adnanların biri ise sürekli bir şeyleri kurtarma peşinde izlenimi veriyor. Bu zaman içinde kendini gösterecek gibi.
(Yazının devamı haftaya)
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder