
Galatasaray ilk devre, ikinci devre BJK iyi idi
ASLAN KARTAL’IN(3-3), METİN KURT ASLAN’IN YÜREĞİNİ YAKTI
Türkiye’nin en büyük sağ açığı ve Türkiye’nin en büyük Solaçığı Metin Kurt 64 yaşında aramızdan ayrıldı.
Bir futbolcu hem sağaçık, hem sol açık oynar mı, oynar, fakat Metin Kurt’un sol açıklığı, futbolcunun emeğini ilk kez kendi futbol yaşamını etkileyecek şekilde gündeme getiren, solcu düşünceleri özümsemiş, çok top oynamanın yanında, çok kitap okuyan aydın kimliğinden gelen, solaçıklıktır, yani sola açıklık…
Metin Kurt, ödün vermez duruşuyla, futbolun emek boyutundaki solcusu idi.
O doların efendisi değil, futbol emeğinin beyefendisi bir devrimci idi. Tüm futbol değerlerini paraya yüklemişlere karşın, o futbol değerlerini futbolcu ve sporcu emeğine yüklemiş ödün vermez bir devrimci kimlikti.. Bu kimliğidir, benim Galatasaraylılığımı daha da perçinleyen.
Evet, Galatasaray’ın ve Galatasaraylıların kalbini kırdı, fakat daha çok Galatasaray, Metin Kurt’un kalbini kırdı. Anımsarım, Galatasaray özdeksel bağlamda sorumluluğunu bilerek yerine getirmediği yıllarda, Gökmen Özdenak, Yasin Özdenak ve Mehmet Oğuz katılımında yaptığı ilk grevini. Ve ardından Galatasaray’a yakışmayacak bir duruş göstererek o’nu takımdan uzaklaştırılmasını(1976).
Bugün eğer Türk futbolunun en aykırı sesi kabul edilen, ilk grev yapan futbolcu ve Devrimci Spor Emekçileri Sendikası’nın Genel Başkanı Metin Kurt hareketi, siyasi yorumlanmayıp desteklense, futbol emekçilerinin değil, tüm spor emekçilerinin hakları kurumsallaşacaktı.
Öyle ki bir zamanlar, Adnan Keskin, Erman Toroğlu’nun takım arkadaşı, dahası; Konya İdmanyurdu, Konyaspor, Ankaragücü’nde oynayan; defansta "Sarı Mehmet Aktan", Orta saha da "Ördek Mehmet Oğuz", Forvet'te ise "Çilli Mehmet Özgül" ile Galatasaray’da ilginç bir üçlü oluşturan(1977-78), ulusal takımın aranan ismi Sarı Lakaplı Mehmet Aktan ve de Eskişehirspor’un Hacettepe’den gelen ‘Güvercin Nuri Toygun tarafından sakatlanan, yani beyin kanaması geçiren(22. 02. 1970), geleceğin Cemil Turan’ı gözüyle bakılan 23 Haziran 19717de 23 yaşında iken futbolu bırakan Samsunsporlu Abidin Akmanol v.b gibi sefil ve yoksul aramızdan ayrılmayacaktı.
Her ikisinin de 1970’lerdeki hazin öyküsüne yakınen tanık olan biriyim.
06.03.1977 yılında Mehmet Aktan, jübilesi için yardım eli bekledi. İlgi görmedi. Hemşerim Nazım Çakar’ın kulübünde küllükleri boşaltırken, boş çay bardaklarını toplarken görmem, içimi nasıl bükmüştü ve kahretmişti. Mehmet, başına aldığı top darbeleriyle, beyin zarı ve kafatası arasında su toplanmış, tedaviyi yaptıramayınca memleketi Konya’da bir barakada yoksul olarak yaşamını yitirmişti.
Yine Samsun’dan tanıdığım Abidin Akmanol’ın 1977 yılındaki acınası durumu beni büyük bir hüznün içine atmıştır. S.S.K’da çalışırken, Samsun’da büyüdüğümü bilenler, yardım isteyen biri olarak karşıma Abidin’i getirmişlerdi. Şoke oldum. Daha sonralar bazı gece kulüplerinde, zeka özürlü olarak o da küllükleri topladığı, boş çay bardaklarını topladığını duydum.
Tüm bunları dikkate alarak, futbolcuların emeklerine saygı için örgütlenmeye giden Ulusal takımın vazgeçilmezi Metin Kurt Trakyalı idi(1948 Kırklareli), tıpkı, ezilen halkın önderliğini üstlenen(M.Ö. 109-71) eşitlikçi ve özgürlükçü karakter sahibi köle ve gladyatör Spartaküs gibi…Adaletspor, Altay, PTT, Galatasaray’da oynadı ve Kayserispor’da futbolu bıraktı(1979). Metin Oktay futbolu bırakınca, Galatasaray Metin’den vazgeçmemek adına, bir başka Metin’i ‘Metin Kurt’u aldı.
Sağ kanatta oynardı ama fikirlerinden ötürü hep sol açık olarak anıldı. Ancak 1976’da Türkiye Kupası Çeyrek Finali’nde Ankaragücü’nü eledikten sonra söz verilen 10 bin liralık prim ödenmeyince kaleci Yasin Özdenak, kaptan Büyük Mehmet (Mehmet Oğuz) ve Gökmen Özdenak’la birlikte antrenmana çıkmayarak futbol sahalarındaki ilk grevci oldu. Futbolu 1979’da Kayserispor’da bıraktı. 2010’da DİSK’e bağlı Devrimci Spor Emekçileri Sendikası olan Spor Emek-Sen’i kurdu ve başkanlığını yaptı. Metin Kurt, 2011’deki seçimlerde Türkiye Komünist Partisi’nden (TKP) İstanbul 2. Bölge Milletvekili adayı oldu.
Bence böyle bir değere ‘Anadolu futbolu adına’ yazık oldu.
Galatasaray, sahayı çok yönlü kullanan topçularla adeta, üç
şeritli yolu, tek yönlü ve tek şeritli yola dönüştürüyor. Yani, her iki kanadı ve orta sahayı dekine kullanarak, karşı takıma alan bırakmıyor. Dahası koridoru tek yönlü olarak ele geçiren Galatasaray, gol yolunu teke indirgeyerek galibiyeti perçinliyor.
Beşiktaş maçında da böyle yapıp, Kartalın her iki kanadıyla birlikte orta sahasına ele geçirmesi gerekirken ilk yarı bunu fazlasıyla yapamadı. Hakem Bülent Yıldırım’ın katkılarıyla ilk yarı 2-2 bitti.
Aslında BJK’den beklenmeyen performans Galatasaray’ı şaşırtmasa da oyununu bozdu. Topu daha isabetli paslarla kullanan Galatasaray oyunun hâkimi idi, fakat Bülent Yıldırım’ı durduramayınca bocaladı. Fernandes7e yapılar faullerin faul ile ilgisi yoktu. Bu faullerden birin Melo kendi kalesine gole çevrince 1-0 geriye düştü, 8. Dakikada. Bu 8 dakika içinde Umut Bulut 2 %100 topu gol yapamadı. Elmander 19’da 1-1, Holosko 2-1, Umut Bulut 2-2 yaptı.
Galatasaray ilk yarıda iyi idi, BJK ne oynadığını kendi de bilmiyor, fakat Bülent Yıldırım da bilmiyor. Çünkü daha çok Galatasaray aleyhinde karar veren Yıldırım, son dakikada Galatasaray lehine öyle bir penaltı verdi ki, sanki Galatasaray’dan özür diledi. Doğrusu; Emre Çolak’ın şutunu elle kesen Hilbert ve Hamit’e dirseğini takan Cenk’in neden olduğu penaltıları vermeyen Bülent yıldırım, Burak’ın kendini yere atışını penaltıya tahvil ederek, durumu kurtardı gibi.
Burak eğer, kendini yere atmayıp, kaleye gitse belki gol yapacak ve bugün bazı yorumcular histeri nöbeti geçirerek Burak’ı anlatmayacak, Hilbert ve Cenk’i anlatacaktı.
Evet; maç, ikinci yarı BJK’nin üstünlüğü ile geçti, Holosko ile bir kez daha öne geçtiyse de, Selçuk İnan, Burak’ın elde ettiği 85’deki penaltısını gole çevirerek, maç 3-3 bitti maç.
Galatasaray, ofanstaki ve orta sahadaki üstünlüğüne karşın, defanstaki hatalarıyla 3 gol yedi. Rahat alırız mantığının yarattığı rahatlık, az kalsın yenilgi getiriyordu. Fakat, yine de bu maçı da kaybetmeyerek kötü oynadığı maçta puan almanın faydasal örneğini verdi.
Terim haftaya Burak’ı ve Dany’i ilk 11’de oynatır, Melo ve Hamit’i yedek çıkarır mı bilmem ama, bu takımda Hamit ve Burak’ın üzerinde durması gerekir.
Süper Lig tarihinin en erken derbisinin kadroları:
Stat: İnönü Stadı
Hakem: Bülent Yıldırım
Beşiktaş: Cenk Gönen, İbrahim Toraman, Hilbert, Tomas Sivok, Escude, Veli Kavlak(Dk 88 Oğuzhan), Fernandes, Olcay Şahan, Uğur Boral, Holosko(Dk 87 Mehmet Akyüz), Mustafa Pektemek(Dk 58 Batuhan)
Galatasaray: Muslera, Hakan Balta, Semih Kaya, Ujfalusi, Eboue, Selçuk İnan, Felipe Melo(Dk 46 Amrabat), Emre Çolak, Hamit Altıntop(Dk 59 Aydın Yılmaz), Elmander(Dk 65 Burak Yılmaz), Umut Bulut
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder