
Umut, karşı takımlar için tam bir Bulut
Gaziantep’teki hain saldırıda, aramızdan ayrılan
“9 Yurttaşımız”; tüm benliğimizle birlikte, düşüncelerimizi yüreğimizi acıttı; ulus olarak umutsuzluğa itti bizleri. İnsansız ve de insafsızları lanetliyor, ulus olarak başımız sağ olsun diyorum. Yaralılara Allah’tan şifa diliyorum.
Futbol, evrenselliğe giden yolda, ulusal dayanışmanın modern
zamanlardaki olgusu oldu. Daha geniş tanımlama ile; farklı düşünceleri, kültürleri, inançları kaynaştıran bir olgu haline geldi, getirildi. Ülkemiz genelinde, Fenerbehçe, Galatasaray, Beşiktaş, Diyarbakırsporlusu v.d takım taraftarlığında ,Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü…bütünleşebiliyor ve ortak coşkuda takımlarını alkışlayabiliyordu.
Alkışlayamıyor artık, birbirlerine kuşkulular, huzursuz ve tedirginler, birbirlerine karşı öfke duyar oldular.
Bir Galatasaraylı olarak, Diyarbakırspor’a sempati duyan biri idim. Bu sempatim, Diyarbakır Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğüm sürecinde oluşmadı ; 1970’lerde, Samsunspor genç takımdan ve futbolcu yatağı Samsun Kumluktan arkadaşlarım Bratner Ali Saka, Kahraman Bozkurt ve Sedat Gezer ve de Ankara Büyükşehir Belediye Hastanesi Başhekimi Arhavili hemşerim Ali Fikri Akşeh’in Diyarbakırspor’da oynamalarından dolayı oluştu. Gerçekten, Karadenizli topçuların çoğu Diyarbakırspor’da oynardı ve bu beni Diyarbakırspor’a karşı ilgimi artıyordu.
Kör olası siyaset ve de ayrımcılık , kendini etnik ve dinsel yapı üzerinden kendini gösterince Diyarbakırspor ve Diyarbakırspor tutkusunu yok edildi.
Daha açık söylemle;
Dinden, ırktan ve yoksuldan geçinenler, futboldan da geçinmeye başladıkları süreçteki son 10 yılın Güney Doğu ile ilgili yanlış politikaları, Güney Doğu’da önce futbolu öldürdü, sonra futbolun modern zamanlardaki dayanışmasını.
Futbola sıcak bakmayan, halkın afyonu olarak görenler bile futbolun bu modern zamanlardaki işlevini kabul etmişler di. Şimdi kimse futbolu düşünmüyor, ülkemin geleceğini düşünmeye başladı. İktidarların politikalarındaki yetmezliğinde…
Galatasaray-Kasımpaşa maçı sonrası düzenlenen basın toplantısına oldukça moralsiz bir şekilde gelen Fatih Terim; “Kaka'yla, Engin Baytar'la, maçla ilgili sorularınızın hepsine cevap vereceğim ama Gaziantep'teki olaydan sonra, durumum şimdi yorum yapmak için müsait değil. Başka bir gün Florya'ya gelin, bunların hepsinin yanıtını vereyim” dedi.
Gerçekten Terim’de söylenecek, bizde de yazacak moral kalmadı, bu son hain saldırı sonrası.
Fakat, birilerine yıkıldığımız göstermemek adına, inadına yasımı tutarken yazımı da sunacağım sizlere:
Birileri öyle bir Kasımpaşa yaratmanın düğmesine basmış ki,
önümüzdeki süreçlerde bir Kasımpaşa fırtınası kapıda gibi…
Djalma Campos isminde bir topçu bulmuşlar, üç büyüklere kapak olsun. Bu topçu, bu yıl, bu ligde, bu oyunuyla, Emre Çolak, Kuyt, Selçuk İnan, Hamit , Burak, Q7 ve Melo gibi damgasını vurmayı bırakın, çoğu takımı da vuracak bir yetenek.
Beyler bu yıl bilmem ama, bundan sonraki yıl şampiyonluğun en büyük adayıdır. Dedim ya, üç büyükleri yıkmak için, Kazim Paşalar Kasımpaşalar yaratacağa benzer.
Geçen yılın iki kez yaşanan şampiyonluğun puan durumlarını bir kez daha anımsatalım:
Birinci şampiyonluğunda 34 maç yaptı, 23 galibiyet, 3 mağlubiyet, 8 beraberlik aldı ve 69 gol attı, 24 gol yedi +45 averaj ve 77 puanla, Fenerbahçe’yi 9 puan farkla şampiyon oldu.
Yok, play-off sistemi getirdik, 6 maç daha oynayacaksınız! dediler ve bu sefer 6 maç daha yaptık,.2 galibiyet, 1 mağlubiyet 3 beraberlik alarak ikinci kez şampiyon olduk.
İşte bu Galatasaray, 21 May 2012 tarihli habere göre Başbakanın talimatı üzerine Turgay Ciner’in satın aldığı söylenen Kasımpaşa’yı bu sezon ilk maçında yenmeyi başardı. Ve süper kupa elinde süper lige süper değil, zor yenerek Umutla başladı.
Bu maçı almak, Galatasaray için Real Madrit’i yenmek kadar önemli idi, çünkü yeni kimlikli Kasımpaşa’yı bu yıl gerçekten yenmek zor. Hakemler ve topçular Kasımpaşa maçında çok tedirgin olacaklardır, Korku futbolumuzu da saracak gibi…
Maçın kimliği :
Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu
Galatasaray: Muslera, Eboue, Ujfalisi, Dany, Hakan Balta, Aydın Yılmaz (Dk. 67 Amrabat), Hamit Altıntop (Dk. 74 Melo), Selçuk İnan, Emre Çolak, Umut Bulut, Elmander (Dk. 74 Sercan Yıldırım)
Kasımpaşa: Isaksson, Abdurrahman Dereli, Yalçın Ayhan, İlhan Eker, Sancak Kaplan, Tabare Viudez (Dk. 86 Hüseyin Kala), Ernst (Dk. 62 Kerem Şeras), Sarmov, Djalma Campos, Hakan Özmert (Dk. 72 Ali Bilgin), Uche
Goller: Dk. 35 ve 87 Umut Bulut (Galatasaray), Dk. 68 İlhan Eker (Kasımpaşa)
Sarı kartlar: Dk. 32 Selçuk İnan, Dk. 53 Hakan Balta, Dk. 81 Umut Bulut (Galatasaray), Dk. 57 Hakan Özmert, Dk. 66 Abdurrahman Dereli, Dk. 76 İlhan Eker, Dk. 86 Ali Bilgin (Kasımpaşa)
Müthiş bir Galatasaray izledik. Oyuncusu, çalıştırıcısı ile müthişti, sistemiyle müthişti. Dahası, Galatasaray süperdi, ala lig adına skor süper değildi, sadece Umut’un 2 golü ile umutlu girdik süper lige.
İki şey belirteyim;
Birinci şey; Emre Çolak’ı bu kadar yük bindirmeyin, çünkü ofanstaki, defanstaki, hatta orta sahadaki yüklerini fazlasıyla yerine getiriyor ve çok başarılı oluyor. Bu nedenle erken elden kaçabilir veya birileri performansını düşürtecek önerilerle kafasını Emre’nin karıştırabilirler. Gerçi Emre birileri gibi dolar için Galatasaray’ı satmaz satmasına da, burası Türkiye, burada şike varken şike yok denen bir Türkiye, burada her şey olabilir.
İkinci şey; Galatasaray’da, çok yönlü öylesine yetenekler var ki; kafaya çıkan, kanatları iyi kullanan, defansı iyi yapan, iyi koşan, toplara iyi vuran, soğukkanlı hareketleriyle oyunu sakinleştiren, iyi gol yapan, bunlara iyi takım kurgusu yapan Teknik kadroyu da kattığınızda Galatasaray kalesine top gelmiyor ve Muslera kalede yalnız kalıyor; korkum işlevini yitirmesi.
Alan daraltan, pres yapan müthiş bir oyun gücü olan Galatasaray’ın bir diğer güçlü yanı, karşı kaleye gittiğinde kullandığı toplar ya gol oluyor, ya korner çizgisinde taca çıkıyor, ya da kornere veya dışarı gidiyor; bu da karşı takıma kontratak fırsatı vermiyor ve de Galatasaraylı topçular yorulmadan yerlerine dönebiliyorlar.
Elmander, Umut Bulut ve Burak Yılmaz, bu üçlü, Terim’e tekli, ikili forvet yanında üçlü forvet seçeneği de sunabiliyor. Defansta, Semih, Dany ve Urfaluji hızlı, onların önündeki Hakan Balta, Melo, Aydın Yılmaz ve Emre Çolak forvet arkası ani kanat bindirmeleri yapma özelliğine sahipler. Formayı yakalayan Hamit ve Ambrabat formu yakaladıklarında çok yönlü özellikleriyle takıma çok faydalı olacakları ve Necati Ateş v.d gibi yedekler in takımı zorda kaldığında kurtarma özelliğine sahip olmaları…
Kısacası Galatasaray bu yıl, geçen yıla oranla daha hızlı.
Erman Toroğlu’nun vurguladığı gibi, birileri önünün kesmez ise(geçen yıl play-0ff oyunları böylesi bir kurgu imiş), Selim Soydan, Kaya Çilingiroğlu, Ahmet Çakar ve Sinan Engin’in dediği gibi kesin favoridir. Fakat yine onların dediği gibi açık ara şampiyon olmasını istemem, olabilirse kapalı ara şampiyon olsun ki, Barcelano’nun La Liga’da olduğu gibi süper Lig’de futbolu soğutmasın.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM:0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder