SİZ EĞER HALK MİTİNGİNE PARTİ MİTİNGİYLE KARŞILIK VERERSENİZ ÜLKEYİ PARAMPARÇA EDERSİNİZ
İşaretini bekliyoruz diyen ‘Atatürk Havalimanı’ndakilerin amacı AKP’nin çevresini korumak, Taksim’dekilerin amacı ise Türkiye’nin çevresini korumak
Ve sonunda Türkiye ikiye bölündü.
Başbakanı karşılatmaya gönderilenlerin Atatürk Havalimanı’nda açtığı o pankart her şeyi anlatıyor: “İşaretini Bekliyoruz”
“İkiye bölünen grubun biri Türkiye Çevresini koruyor, diğeri AKP çevresini koruyor.” diyebilir miyiz?
Evet; Atatürk Havalimanı’nda işaretini bekliyoruz diyenlerin amacı AKP çevresini korumak, Taksim’de Gezi Parkı’nda AVM inşa ettirmeyiz diyenlerin amacı ise Türkiye çevresini korumak.
Türkiye çevresini koruyanların sloganları: “Bir ağaç ölür bir halk uyanır-Direniş medyayı da özgürleştirecek-Korkma biziz; halk - Uyan Türkiye - Hükümet istifa-Tayyip istifa- Ampulü patlat doğayı yaşat- Tayyip yaptığın ayıp - Her yer gezi parkı, her yer direniş - Ferman padişahınsa Taksim bizimdir-Diren Gezi Parkı-Hükümet değişsin gezi parkı özgür kalsın-AKP Faşizmine dur de - HES’leri derelerimizden çek – Kaz dağlarından Taksim’e direniş-“
Pankartları aslında çoğaltacağız: Çapulcular Türkiye çevresini, işaret bekleyen yandaşlar AKP çevresini korur-Doğaya ve doğana saygı- Doğa dostları dolar dostlarını yenecektir-
AKP çevresini koruyanların sloganları: “ İşaretini Bekliyoruz- Polise uzanan eller kırılsın-Azınlık şaşırma sabrımızı taşırma- Tayyip sana canımız feda- Geliyor-geliyor büyük usta geliyor-Yol ver gidelim, Taksim’i ezelim - "Halit Ergenç (Muhteşem Rezalet) 75 milyon önünde karını Kenan İmirzalıoğlu götürüyor ses çıkarmadın. İki ağaç için mi adam oldun"
Dediğimiz gibi; İşgal yok, şiddet yok, hatta sivil itaatsizlik de yok(çünkü, yasalara, kentine ve kendine saygılı bir eylemdi), salt internet ve genel grev aktivizmi içinde yaşam bulan bir halk hareketi idi.
Dün gece(8 Haziran 2013) biz katılımcılara Ankara’da yine saldırdı; İstanbul’dan daha acımasızdı, fakat yine de durduramadı.
Halkın, patlamasıdır bu.
Siz eğer; İstanbul Siluetini bozan müteahhide küser, İstanbul Siluetini korumaya çalışan halka kusar iseniz, o halk da size patlar.
Siz eğer; delil karartmak için polislerimizin kask numaralarını siler ve halka saldırtırsanız, o halk size patlar.
Siz eğer; Devlet’in fabrikası, bankası, Telekomu, köprüsü, v.b şeyleri olmaz diyerek satarsanız, ardından siyasi ve ekonomik rant elde etme adına bazı devlet kuruluşlarını besler iseniz(Örneğin, TOKİ’yi ve Anadolu Haber Ajansı) o halk size patlar.
Siz eğer; İstanbul’un ekolojik ve sosyolojik yapısını bozacak 3. Köprü ve 3. Havalimanı inşa kararını verirseniz, derelerimiz üzerinde ‘ülke genelindeki enerji potansiyeline az bir katkı verecek olan’ HES’leri inşa ederek ve Altın arama izni vererek, Türkiye’mizin ekolojik değerlerini talan ederek, doğasını ve doğanın yok etmeye kalkar iseniz, ve de Alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerini dikkate almıyarak 3. Köprüye Yavuz Sultan adını verirseniz bu halk size patlar.
Siz eğer;Petrol yasası Türkiye’nin ulusal değerlerini yabancılar peşkeş çekerseniz ve Tarım yasasıyla su havzalarını, ulusal parkları ve de kıyıları yağmalatırsanız, güncel olarak Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu bu çizgide tasarlarsanız bu halk size patlar.
Siz eğer; Arap baharı yalanıyla, komşu Müslüman ülkelere emperyal güçlerin istemi doğrultusunda savaş politikası uygularsanız, bu halk size patlar.
Siz eğer; üç çocuk diyerek, örtün diyerek yaşam tarzınızı dayatıp kadınların bedenleri üzerinde muhafazakar erkek denetim kurmaya kalkarsanız, bu halk size patlar.
Siz eğer, işçisi ve memuru, kısacası özel ve kamudaki tüm çalışanların ‘güncel olarak Türk Hava Yolları emekçilerin’ özlük haklarını ve ücretlerini iyileştirmez iseniz, bu halk size patlar.
Kentsel dönüşüm politikalarınızla, kent sakinlerini mağdur ederseniz, bu halk size patlar.
Siz eğer; “Şu anda Twitter denilen bir bela var, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey aslında şu anda toplumların baş belasıdır. Yalan mesajlarla toplum terörize ediliyor” der, sonrasında da aynı sosyal medyayı ‘Büyük Türkiye’nin Büyük Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bu gece Atatürk Havalimanı’nda karşılıyoruz.’ Şeklinde kullanırsanız, bu halk size patlar.
Siz eğer; Taksim’i yayalara değil de ranta ve ideolojinize açmak adına, Gezi parkına AVM ve Topçu Kışlası yapmaya, Atatürk Kültür Merkezini yıkmaya kalkar iseniz, bu halk size patlar.
Siz eğer; ifade özgürlüğünü dikkate almaksızın ülkemizdeki tüm kamusal alanlar olan meydanları, ille de İstanbul Taksim ve Anka Kızılay gibi meydanlar ‘özellikle’ 1 Mayıs’ta ve diğer etkinliklerde toplantı, gösteri ve demokratik eylemlere kapatırsanız bu halk size patlar.
Siz eğer; Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, Mehmet Ayvalıtaş ve Abdullah Cömert adlı iki yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olan sorumluları görevden almaz, Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklamaz iseniz ve direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızı serbest bırakmaz iseniz, bu halk size daha da patlar.
Siz eğer tutukladığınız halktan bireylere; “…Başbakanlık, Bakanlıklar ve TBMM binalarının işgal edilmeye çalışıldığı, kamu malın ve özel mülke zarar verilen, mevcut hükümeti yıkmak, uluslar arası platformlarda zor durumda bırakmak amacıyla gerçekleştirilen eylemlere neden katıldınız? Talimatı kimden aldınız? Eylemi kim/kimler organize etti?” sorular yöneltirseniz, bu halk daha da patlar.
Siz eğer; Ankara’da kent saldırganı katlı kavşağa göz yumar, o da güç alıp AOÇ’ye saldırırsa, bu halk daha da patlar.
Siz eğer; 1950’den beri korumaya alınmanıza karşın, özellikle 12 Eylül 1980 faşizmi tarafından korumaya alındığınızı, kollandığınızı söyleyip, cunta liderine dualar etmenize karşın, iktidara geldiğiniz günden beri mağdur edebiyatı yaparak, mağdurları oynayıp halkı mağdur ederseniz, bu halk size daha da patlar.
Siz eğer; halk hareketinin öncüsü gençleri; psikolojik sorunları olan, tüketim çılgını, internet bağımlısı, Twitter sapığı ayyaş ve çapulcu olarak görüp, onlar için ‘ ıslah edilmesi gereken çürük nesil’ değerlendirmesi yapar iseniz, bu halk size daha da patlar.
En önemlisi;
Siz eğer, halk hareketini, parti taban hareketiyle bastırmaya kalkar iseniz, bu halk daha da patlar ve siz gidersiniz.
Demokratik haklarını kullanan eylemciler; Vandallar, teröristler, ayyaşlar ve çapulcular olarak aşağılanıyor. Yetmedi, illegal örgüt üyelikleriyle suçlanıyorlar. Ve yargılanacaklar.
Düşünün; Çağdaş Hukukçular Derneği operasyonunda tutuklanan Avukat arkadaşlar DHKP-C'li olmakla suçlandı ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Gerekçe şu: "gözaltı uygulamasında yemek teklifini kabul etmeyerek, ortak örgütsel tavır takındıkları anlaşıldığından. Örgütün talimatları ve amaçları doğrultusunda gayret gösterdiklerine ilişkin kuvvetli deliller elde edilmiş olduğu anlaşıldığından.."
Var mı böyle adalet anlayışı? Bu adalet anlayışı mı, tutuklanan ‘Gezi Parkı aktivistlerini’ yargılayacak?!
Ben dünü değil bugünü dikkate alırım, çünkü bugün yarının hazırlayıcısıdır, dün bugünü hazırlayarak işlevini doldurmuştur.
Siz dünlerde iyi şeyler yapmış olabilirsiniz. O iyi şeyler bugünlere de taşımış olabil, fakat siz bugünleri taşıyamadınız, çünkü bugünlerde iyi şeyler yapmadınız ve halkı yarınlara hazırladınız. Bu yarınlardan faydalanmak istiyorsa benim dediğin %50-ki yok böyle bir şey- bu halka katılmalıdır.
Yanlış kararından vazgeç, gör ülkenden vazgeçtiğini.
Gelin size, alıntıladığım bir Temel fıkrası aktarayım:
Temel Vatikan’da gezerken upuzun bir kuyruk görür.
"Nedir bu kuyruk..?" diye sorduğunda;
Kuyruğun diğer ucunun kiliseye uzandığını ve Vatikan kilisesi tarafından cennetin parça-parça satıldığını, 1000 dolar verenin de cennetten bir parça satın alabildiğini öğrenir.
Kuyruğu takip edip kiliseye ulaşır, kapıdaki görevlilere
"ben cehennemi satın almak istiyorum.." der.
"Olmaz burada cehennem satışımız yok, cennetten bir parça almak istiyorsan da sıraya gir.." derler.
Temel cehennemi almak da kararlıdır ve ısrarını da sürdürür.
Kapıda Temeli ikna edemeyen görevliler, içerde Papa'ya durumu anlatırlar.
Papa gülerek;
"gidin sorun bakalım cehennemin tümüne ne kadar veriyormuş bu akılsız adam.." der.
Kapıya inip Temele sorarlar;
"10.000 dolar veririm.." demiş.
Papa Temeli içeri çağırtır, hazırlattığı evrağı da Temele imzalatıp 10.000 dolarını da aldıktan sonra arkasından gülerek uğurlarlar.
Dışarı çıkan Temel, kapıda günlerdir cennetten bir parça satın almak için bekleyen binlerce kişiye elindeki belgeyi gösterip;
"Eyyyy uşaklar; cehennemin tümünü ben satın aldım, artık cennet için uğraşmanıza gerek kalmadı, dağılabilirsin....."
Sonra ne oldu dersiniz...
Cennet satışları sıfırlayan Papa ve ekibi 10.000 dolara sattığı cehennemi Temelden geri alabilmek için hala pazarlık etmekte,
Son durum..;
Temel 10 milyon dolarda ısrarcı...
Bu denli ülkeme zarar verilmesine karşın ben Türkiye’min ayakta duracağına inanıyorum ve umutluyum; çünkü Türkiye’m değil, Türkiye’yi yönetenler kötüye gidiyor.
http://blog.milliyet.com.tr/turkiye-dunyanin-ideolojiler-eksenini-mi-degistiriyor-/Blog/?BlogNo=417984
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Kuşkuluyum,Türkiyede bunları alaşağı edecek bir potansiyelin bulunduğuna dair inancım sıfıra yakın.Bu inancım biraz irticanın bu güne kadarki gelişinin kronolojik korkutucu istikrarı ile ilgili.Bir diğeri toplumu.kavrayıp bir bütün halinde bu deli gömleğini yırtıp atarken kendisine önderlik edecek bir liderin eksikliği.
YanıtlaSilBravo kendime bundan da haberim olmamış..
YanıtlaSil