Satarak ülke ekonomisin görece olarak düzeltenler, Taksim Gezi Parkı halk hareketini fırsat bilerek, önce Tarımı köylünün elinden, ardında Bor madenlerini Türkiye’min elinden almanın siyasalarını geliştirmeye başladılar.
Evet, Bor madenlerini birilerine peşkeş çekmek için; Bor madenlerinin özelleştirilmesine dair kanun meclis alt komisyonunda AKP oylarıyla kabul edilerek meclis genel kuruluna geldi.
Ne senin haberin var, ne benim, hiç kimsenin, ama Avrupa ve Amerikan şirketleri. TBMM’inin etrafına konuşlanmış, yasanın bir an önce çıkması için savaş vermektedirler. Küresel efendiler ve onun içerdeki ihanet şebekeleri, siyanürlü altın arayıcılığıyla halkımızı zehirlerken, sözde bor işletmeciliği kansere neden olmaktaymış. Yalan, aksine Bor kanser tedavisinde kullanılıyormuş.
Ey benim gözünü sevdiğim halkı, ille de %50’lik kesim; Bor madeni petrolün yerini alacak bir maden; Bor ile çalışan otomobiller yapılmaya başlandı ve maliyeti 1 kg olan Bor ile, tam 19 bin km yol alabiliyorsun. Ve sen bu dünya Bor rezervinin %72'sine sahipsin.
Ey benim algısız halkım; Bu maden, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu madenden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır.. İşte, içerdeki ve dışarıdaki senin kötülüğünü isteyenler bu madenlerini elinden alıyor, gör artık, kör olmada göööör!!!!!
Bir ilginç süreç de; RedHack'in yayınladığı yeni ses kaydında Tarım Bakanı ile AKP'li işadamları arasında geçen gündemi sarsacak konuşma (18 Haziran 2013) ile yaşandı.
Bu konuşmada, meralar ve ormanlarla ilgili alınan kararlarla ilgili köylünün yaşamını nasıl etkileyecekleri konusunda müthiş detaylar yakalıyorsunuz. Tarım Bakanlığı'nın desteklediği bir projenin toplantısında Diyarbakır-Bismilli Bakan Mehdi Eker, işadamı Remzi Gür ve aynı zamanda AKP Genel Merkez Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu üyesi, ilac dagitim sektorunun neredeyse %50 sine hakim olan hedef ecza nin ve Hedef Aliance Holding başkanı ve en önemlisi Türkiye Ecza Depocuları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (Yiğit Bulut ilaçlar 300 tl’ye satılıyordu, Tayyip Eczacıları karşısına alarak ilaç fiyatlarını 30 TL’ye düşürdü, en büyük sosyalist Tayyip’tir diyordu ya, anlayın bu sosyalist’in kimin ecza depolarındaki ilaçların fiyatlarını düşürerek stoktaki ilaçlarını piyasaya sürdürdüğünü) Siirtli Ethem Sancak arasında geçen ve Sancak’ın" Ben bu Bakan'a aşık oldum, bu dalkavukluk veya yağcılık değil" tümcesiyle başlayan ilginç diyaloglar RedHack tarafından paylaşıldı.
"Tarım'ı köylünün elinden almazsak devrim olmaz" diyen Ethem Sancak, "Tarım, çiftçiye köylüye bırakılmamalı, bu ülkenin kurucuları sovyetik düşünce yapısıyla meraları halkın kullanımına vermişler olmaz. Halk meraları yağmalar. Meralar bütün halkın malı olamaz. Bir şey bütün halkın malıysa kimsenin malı olmaz. Yağmalanır. Sahiller bütün halkın malı olduğu için yağmalandı.
Oramanlar da halkın malıydı yağmalandı. Bakanlığımız geçen ay bir yasa çıkartarak meraların çitlenmesini sağladı. Bunu nasıl yaptılar bilmiyorum, anayasaya aykırıydı ama.." diyerek 'Meralar Kanunu'nun anayasaya aykırı olduğunu itiraf ederken Tarım ve Hayvancılık alnında köylülerin tasfiye edilmesi gerektiğini savundu.
Evet; Meralar Kanunu’nu daha bundan 2 ay önce (Mart 2013), çıkardıkları anayasaya aykırı yasayla nasıl edilgenleştirip halka ait meralarını, kamu kurumları gibi, meraları da özel sektöre nasıl yağmalattıkları ve de köylüyü ‘Meraları, Sahilleri ve Ormanları’ yağmalayan güruh olarak gösterip nasıl aşağıladıklarına tanık oluyoruz, fakat iş işten geçtikten sonra.
Ben bu kitleye şimdi nasıl Müslüman derim. Bunlar tabanlarını dinden ve yoksuldan geçinerek nasıl kandırdıklarını görmemezlikten gelirim. Bunların derdi asla İslamiyet değil, emekçi değil, köylü değil, bunların derdi para, para; tüm değerleri paraya yüklemiş cami avlusunun kapitalist abdestsiz yalancılarıdır.
AB’nin ve ABD’nin yani küresel efendilerin; “AB+ABD=ARBD” küresel sömürü denkleminin uygulayıcısı olan bunlar. Ülkemi NATO üsleriyle teslim edenlerdir de. Ortadoğu’da, Afganistan'da binlerce Müslümanlar katledilirken, kadınlara sarkılırken, Adana/İncirlik Üssü’nde Kur'an yırtılırken görmemezlikten gelenler, Taksim halk hareketinde "Camide içki içtiler, ayakkabılarıyla girdiler, Türbanlılara saldırdılar (Türkiye’nin 4. Büyük kulüp başkanı çıkıp, ben Kazlıçeşme’deki AKP mitingine türbanlılara yapılan işkenceler yüzünden dolayı katıldım diyebildi)" yalanıyla bizleri birbirine kırdırmaya çalışmışlardır. Fakat sen onların partisinin tabanı olarak, tüm bunlara suskun kalıyorsun, unutma bugün Taksim’de bana yapılanlar, yarın bir başka Taksim’de sana yapılacaktır; hem de, ‘İstanbul küresel sermayeye teslim edildikten sonra, işgalcilerle birlikte’.
Birleşmenin ve dayanışmanın zamanıdır. Kanma, seni EGO otobüsleriyle Sincan’a, İETT otobüsleriyle, vapurlarla, metrolarla Kazlıçeşme’ye taşıyanlara, gör ülkeyi nereye taşıdıklarını!!!
Ayrılıklar zamanı değil, aynılıklar zamanıdır, birleşme zamanıdır, dayanışma zamanıdır, ayrışma zamanı değil. Tarımı köylüden al, ekonomi iyi yalanın dayat, ne ala memleket. Çünkü, ülkenin ekonomisi de bir aldatmaca politikasına oturtulmuş. AKP Türkiye büyüdü diyor; uzmanlar abartı diyor. Gerçekten Türkiye 10 yılda ne kadar büyüdü?
Türkiye’nin son 10 yılda gerçekte ne kadar büyüdüğü Twitter’da tartışıldı. Bakan Şimşek, ekonomik büyümeyi nominal olarak ölçerken (yani tomruğu planyadan geçtikten sonra değil, geçmezden önceki büyüklüğünü esas alıyor, gerçek (reel) büyüklüğünü esas almıyor uyanık) Harvard Üniversitesi’nin Türk Profesörü Dani Rodrik başta olmak üzere Uğur Gürses, Ege Cansen ve Kaya Ardıç gibi ekonomist ve akademisyerler ise geçmişe yönelik kıyaslamada reel ölçütün kullanılması gerektiğini söylüyor (20 Haziran 2013).
Uzmanlara göre Şimşek’in dediği gibi Türkiye ekonomisi 3 kat değil, %60, yani 6 da bir büyüdü. Kendiliğinden bıraksan da zaten o kadar büyür; sulamadan, altını çapalamadan. Doğrudur birilerinin cebindeki para büyüdü, ama asla halk cebindeki para büyümedi. Uyanık, iki cebin toplayıp 2 ye bölüyor ve ortalama büyümeyi hesap ediyor zannımca.
Çünkü uzman diyor ki; 1998 fiyatlarını sabit kabul ederek bu fiyatlarla 2002’de 73 milyar lira olan ekonominin yüzde 63 artarak 2012’de 118 milyar liraya çıktı. Uyanık diyor ki; , Türkiye ekonomisinin 10 yılda 3.5 kata yakın artarak 230 milyar dolardan 786 milyar dolara çıktı.
“Ölçü önemli değil, Türkiye zenginleşti” diyenlere soruyorum. Bu zenginleşen Türkiye’de, kaç kişi bu zenginlikten pay alıyor? % 1, iyi de %99’u bu zenginlikten bihaber ise, bana ne yandaş zenginliğinden!!
Sürekli vurguladım; Türkiye Brezilya gibi hep ulusal değerlerini, yani daha öncesi üretilenleri satarak ekonomik büyümesini sağlıyor, günü gelecek her ikisi de toplumsal patlamalarıyla gündeme gelecek. Ve olan oldu; işte yaşadıklarımız.
Fikram geldi; % 70 ile yönetimi ele geçiren sultan, buyurmuş: "Üzerinde resmim olan pul bastırın, bundan böyle bütün mektuplarımda bu pullar kullanılacak..."
Bir süre sonra görülmüş ki, pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Sultan küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş: "Bu pullar niye yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi ?!"
"Sürdük efendim" demiş yetkili ve eklemiş: "Arkasına zamk sürdük ama herkes pulun ön yüzüne tükürüyor....."
http://blog.milliyet.com.tr/neden-bor--toryum--osmiyum-degil-de-siyanurlu-altin-/Blog/?BlogNo=410927
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder