GALATASARAY’IN KAYSERİ BERABERLİĞİ VE RİJKAARD İLE BAŞLAYAN İKİ YILLIK BAŞARISIZLIK ÖYKÜSÜ-4
Biliyorum bazı arkadaşlar, maça değilse de, TV ekranlarının başına giderek ‘bir umuttur’, belki Avrupa şansı doğar diye Galatasaray’ın Kayserispor ile olan lig’in 30. maçını seyretmeye başladılar/başladık. İlk 20 dakika iyi de oynuyordu da, fakat 20.dakikadaki beraberlik golü, tüm beklentileri ortadan kaldırdı…
Tek teselli, ligden düşme olasılığının büyük ölçüde kalkmış olması.
Lig’in 30. kâbusunu dizinin sonlarında detaylı bir şekilde işleyeceğim, diğer gelişmelerle.
Biz ‘iki yıllık GS başarısızlık öyküsüne’ kaldığımız yerden devam edelim:
Galatasaray UEFA kupasında başarısını sürdürüyor. Atletico Madrid’i Vicente Calderon’da Keita’nın muhteşem golüyle durdurdu(1-1). Caner bu maçta çok hata yaptı. golü de onun yüzünden yedi Galatasaray. Bu Galatasaray’ın Madrid baskını idi.
Bir gazete başlığı; “Yiyos atıyos adios’ komik geldi bana. Ne demekse.
Belli ki GS UEFA kupasını tekrar getirir korku psikolojisi.
22. Lig maçında BJK deplasmanda oynadı. Arda’nın golüne son dakikada cevap verilebildi ve maç 1-1 berabere bitti.
Korku bitti, çünkü Tam 6 hakem Galatasaray’ın penaltısını görmediği maçta Atletico Madrid tur alladı.
Resmen Ali Sami Yen’de İtalyan çeteleri iş başındaydı. Maç 1-1 iken, 79’da Caner Kolombiyalı Perea’yı geçti, Perea ceza sahasında topa resmen uçtu ve elle kesti. İtalyan Gianluca Rocchi, yardımcıları, 4. hak-em ve iki asistan bu penaltıya gözlerini kapadı. Caner oyundan atıldı ve son saniyede Forlan da golünü attı ve de elendirildi.
Atletico Madrid UEFA kupasını kupayı kaldırır ise, bu kupa Galatasaray’a verilmeli.
23. lig maçı Galatasaray için bir dönüşüm noktası idi,fakat süreç içinde olumsuz bir kırılma noktasına dönüştü.
Şöyle ki;
Hafta içinde amaçlı bir şekilde İtalyan çetesi aracılığıyla Avrupa’ya veda ettirilen Cim Bom, 2010 Şubat’ının son günü Ali Sami Yen’de Dos Santos’un harikalar yarattığı maçta farklı yengi aldı. Çok iyi futbol oynayan Yılmaz Vural’ın öğrencileri Arda’nın golüne Yekta Kurtulmuş ile yanıt vererek takımları Kasımpaşa’ya 1-1’i yakalatmalarına karşın Keita, Dos Santos ve Jo’nun golleriyle 4-1 yenilmekten kurtulamadılar. Ve Cim Bom Bursa ve FB’nin önünde puan farkıyla 3. kez liderliği yakaladı. Çünkü FB Christoph Daum’un çalıştırdığı FB, İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a 2-1 yenilmişti.
Galatasaray Ardasıyla yine ilk 6 haftanın manşetleriyle gündeme oturmuşlardı.
24. haftanın maçında olan oluyor ve Eskişehir Galatasaray’ı Korayın iki golüne Elano penaltısıyla yanıt veren Galatasaray’ı 2-1 ile geçerek FB, BJK ve Bursa’yı sevince boğuyordu.
Hakem Bülent yıldırım ise, bir başka Yıldırım’ın yıldırım isteklerine yanıt veriyormuşçasına Galatasaray’ı sahada perişan ediyordu. Çünkü Koray 43 ve 46’da attığı iki golü de ellerinin yardımıyla atıyor, Yıldırım seyrediyordu.
2 maçı eksik Bursa artık lig’in gizli lideri idi. Kazanmama serisini Antalyaspor’u yenerek sonlandıran FB ile puan farkı 2’ye indi. Sezonu kapattı denen M.Denizli BJK’si de potaya girmişti.
İlginç şeyler oluyor ligimizde. Galatasaray’da ike FB’nin nefret etiği Emre Belezoğlu, “çocukluğumdan beri FB’li idim” diyerek FB’lilerin gönlünü almaya çalışarak GS’liların nefretini kazandı. Bu nereti her geçen gün varsıllaştıran GS açıklamalarını sürdürüyor. “Bir insan bu kadar nankör olur” demek artık anlamsız, çünkü Galatasaray’ın yarattığı Emre, İnter’e Hakan Şükür organizasyonuyla Okan Buruk ile GS’ya 5 kuruş kazandırmazdan niçin gittiği belli oluyordu.
Şu bir gerçekti ki Emre’ye fb taraftarı asla ısınamıyordu.
Sonrasında FB’ye dönmesi bunun kanıtı. Benzer konuşmaları yapmayan, fakat sonrasında BJK’ye giden Okan Buruk’u Polat’ın GS’ya alması beni öfkelendirmedi değil. Aynı şeyleri yapan, hatta sahada Galatasaraylıları dövmeye kalkan Fatih Akyel’i bile alırdı takıma anlaşılan Polat. Galatasaray böylesi vefasızları kapılarını açarak gururunu ve kimliğini de örseliyordu.
25.haftada Ankaragücü’nden ilk yarıdaki 3 dakikalık 3-0 yenilgisinin intikamı yine Baros, Jo ve Keita’nın golleriyle 3-0 ile alınarak FB’nin 4 puan önüne geçiyordu, çünkü FB Ankara’dai Gençlerbirliği maçında 2 puan bırakmıştı.
Basın sanki bir şeyleri işaret ediyormuşçasına, Bursaspor için “Süper lig’in gizli lideri” başlıkları atıyordu. Bir takım gizlilikler var gibi. Zamanla göreceğiz. Bursa Manisaspor’u da 2-0 ile geçti.
Bu arar Bursaspor’un Sercan Yıldırım’ı tavan yaptı. GS istiyor, Kulüp başkanı İbrahim Yazıcı 10 milyon Euro’dan söz ediyor. Elinde kalacak gibi.
Ve birilerini GS hayli korkutmaya başladı. Lig GS’ya resmen gidiyordu. Biri ile önünde durmak kerekiyordu, bu Bursa, FB, BJK fark etmezdi.
Olanı oldurdular ve 26. haftada GS’ya bindirdiler. Trabzonspor 1- Galatasaray 0.
Bu maçta hakem Yunus Yıldırım çok ince ince Galatasaray’ı doğradı denebilir. Bıktık artık hak-em hatalarını anlatmaktan.
Ve Bursaspor bir maç eksiği ile GS’dan 2, FB ve BJK’den 3 puan önde liderliğe oturdu.
Ve 27. maçta Galatasaray lig’e havlu attı. Bu Bursa havlusu olabilir.
Fener, Galatasaray’ı Ali Sami Yen’de Selçuk Şahin’in 40 metreden attığı şut tıngır mıngır yuvarlanarak Leo Franco’ya doğru ilerlemeye başladı, gol sever(?) L.F bu geleni içeri büyür ederek Fener’in uzunlarını alabildiğine parlattı. Evet, maçı Fener 1-0 alarak, Galatsaray’ın galatasını ve sarayını başına geçiriyordu.
Leo’nun, yani Arjantillinin bu golu kafalarda kompol teorilerini öyle besledi ki, ben bile inanır oldum. Çünkü bu Leo’nun zaman-zaman yaptığı bir satış imiş, gitti memiş.
Eski başlıklar sandıklardan çıkarıldı: “El Clasico”.
Edirne’den öteyi gidemeyen FB Cim Bom olmasa Türkiye’de bile adını duyuramıyacak. Öylesine sevindiler ki, inan gülmeye başladım. Nedeni; Fener kendisini adeta Galatasaray galibiyetlerine endekslemiş. Eğer kendini futbola endekslese Edirne7den öteye geçeceğini algısını bir türlü yakalıyamıyor.
Galatasaray FB’nin hobisini adeta fobiye dönüştürdü. Sürekli FB’ye yenilmesinin nedeni bu olsa gerek.
90’da Lugano’nun Giovani Dos Santos’u düşürmesi kesin penaltı idi. Cüneyt Çakır vermedi bunu. Elano’ya yaptığı sert hareket sonrası Guiza’ya kırmızı kart gösterilmeli idi
Bursa 58, FB ve BJK 55, GS 53.
İşte Galatasaray’ı yıkan bu maçtaki olgular bunlar. Evet, Galatasaray’ı salt kendisi değil, dışarıdakilerin oyunları yıkıyor, yakıyor. Yöneticimiz Aslantepe’ye bir halel gelmesin diye suskunlara oynuyor.
28. haftada Sivas Deplasmanında Barış’ın golüyle 1-0 galipkken, Aykut’un 90+1’deki Mehmet Yıldız’a ikramı ile maç 1-1 bitti ve de Galatasaray’da…Böylelikle 14 dış saha maçında toplam 21 puan bırakan Cim Bom lider Bursaspor’un 7 puan gerisine düştü. Sivas bu maçta en az iki kırmızı kart görmeliydi, fakat Galatasaray maçlarında Galatasaray için kırmızı kart yasak edildiğinden…Halis Özkahya, tambir üvey kahya…
(Yazının devamı haftaya)
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder