DİKTATÖR NASIL OLUNUR? TÜRK NASIL OLUNUR?
Önce, “diktatör nasıl olunur?”un tarifini alalım.Malzemeler:
- 30 adet baş; dinden ve ırktan geçinebilen emperyal işbirlikçi
- 500 gr. eski politik danadan kuşbaşı
- 2 yemek kaşığı yağdanlık
- Yarım fincan demokrasi
- 3 adet evrim karşıtı akademisyen
- 1 yemek kaşığı küfürbaz
- 1 çay kaşığı ezik
- 1 adet iftiracı
- Yemeğin(yemenin) tadını bozan muhalefeti yok edecek olan çok adet komplocu
- 3 tatlı kaşığı işkenceci
- 3adet yetkisi azaltılmış ve yönlendirilmiş yargı, yürütme ve yasama
- Çok adet hukuksuzluk
- Ve karanlığın gülen yüzü
İster beğenin, ister beğenmeyin bu benim; diktatör tarifim. Haklısınız; Papaz yahnisi tarifine benzedi. Kusura bakmayın, bugünlerdeki, PKK terör örgütü ile işletilen barış süreci ve bunun üzerinden yapılan Türklük tartışması Papazın Yahnisi’nden farksız.
“Türk nasıl olunur?”un yanıtına gelince: Bakmayın siz; "Müslüman olmadan Türk olunmaz" veya “Namaz kılmadan Türk olunmaz.” diyen bunalımlara.
Önce, Partilerin Türklük tanımına bakacağız. Şunu belirterek konuya girmekte fayda var. Bilindiği gibi; 1982 Anayasası’nın 66. Maddesinde Türklük tanımı şöyle; “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür”
Bu tanım; AKP’nin oluşturduğu Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bilim kurulu tarafından “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes din ve ırk ayırt edilmeksizin Türk” şekline dönüştürülmek isteniyor.
Bu aynı zamanda AKP’nin Türklük tanımıdır. CHP’nin bu bağlamdaki çalışmasında ise; "Anayasa'nın başlangıç ilkelerine dokunulmaksızın; Cumhuriyetin nitelikleri öz bakımından laik, demokratik, sosyal, insan haklarına dayanan bir hukuk devleti olarak korunmak istenmektedir.'Türklük' ibaresi yerine düşünülen 'Yurttaşlık' ibaresi ırk, etnik köken veya dine dayanmayan hukuksal bir bağ içersin istiyor. CHP , parti içindeki farklı görüşleri ve dengeleri dikkate alarak , "Türk vatandaşlığı" ile başladığı vatandaşlık tanımını , "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı" kavramıyla noktaladı.
Daha geniş perspektifte; Laiklik ilkesinin pekişmesi için Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalı. Kadın-erkek eşitliği konusunda eşit temsil ilkesi anayasaya girmeli. Değişik din ve mezheplere mensup yurttaşların tüm hakları güvence altına alınmalı diyordu.
Partilerde hemen, hemen netleşen Türklük tanım şöyle:
AKP: Vatandaşlık temel ölçüt.
Devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı anne veya babanın çocuğu doğumla vatandaşlık kazanır. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiç kimse vatandaşlıktan çıkarılamaz.
CHP: Vatandaşlık - Türk Vatandaşlığı temel ölçüt.
Türk vatandaşlığı; dil, din, ırk, cinsiyet, etnik köken, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplere bağlı olmaksızın herkesin eşitlik temelinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması anlamına gelir. Vatandaşlığın kazanılması ve kaybedilmesine dair usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Vatana bağlılık ile bağdaşmayan eylemlerin mutlak biçimde zorunlu kıldığı haklı nedenler bulunmadıkça kimse vatandaşlıktan çıkarılamaz.
MHP: Türk Vatandaşlığı temel ölçüt.
Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. Türk vatandaşı babanın veya Türk vatandaşı ananın çocuğu Türk vatandaşıdır. Vatandaşlık temel bir haktır, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
BDP: Vatandaşlık temel ölçüt.
Türkiye vatandaşlığının kazanılmasında, kullanılmasında ve kaybedilmesinde, dil, din, ırk, etnik köken, kültür, cinsiyet, cinsel yönelim ve benzeri farklılıklar gözetilemez. Vatandaşlığa ilişkin esaslar kanunla düzenlenir. Hiç kimse kendi isteği dışında vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaş Şevket: Yurttaşlık; dil, din, ırk, cinsiyet, etnik köken, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri ölçütlere bağlı olmaksızın herkesin eşitlik temelinde Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı olması anlamına gelir. Yurttaşlığın kazanılması ve kaybedilmesine dair usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Vatana bağlılık ile bağdaşmayan eylemlerin mutlak biçimde zorunlu kıldığı haklı nedenler bulunmadıkça kimse yurttaşlıktan çıkarılamaz.
CHP tanımıyla örtüşen ve insanı temel alan bir tanım.
Madem; Türk ifadesi etnik anlamda değil, sadece yurttaşlık bağını ifade eden bir ifade ise, yurttaşlık ifadesini doğrudan kullanmakta da sakınca görülmemeli. Siz eğer, Türklük tanımında Türk kimliğini belirleyici esas olarak alırsanız, yurttaşlığa hukuki bir çerçeve çizemez, Anadolu insanını bütünleştiren özünden uzaklaştırırsınız.
Kısacası, Türklük bir ırktır ve asla yurttaşlık bağı olarak kullanılamaz. Olguyu; evrensel özlerinden soyutlamamak için, şu gerçeklere de dikkat etmek gerekir: Biliyorsunuz, Batı 1000 yıla yakın süredir, Anadolu’ya “Türkiye” demektedir. Bugün, evrensel ölçütlere uymadığı için ‘Türk’ sözcüğünü, yurttaşlık tanımında kullanılmasını istemeyenler, yarın, içinde ‘Türk’ var diyerek ‘Türkiye’ adının da kayıtlardan silinmesini ister ise, bu resmen ‘Türklüğü’ yok etmek olur ki, bunun adı, ırkçılıktır, kafatasçılıktır. Tıpkı Barzani’nin Kuzey Irak’ta yaptığı gibi.
‘Türk Cumhuriyet’i değil de, Türkiye Cumhuriyet’i diyoruz. Peki; Neden ‘Türk Yurttaşı’nda ısrarcıyız, niçin, ‘Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı’ demeyelim.
Atatürk’ün ‘Türk’ sözcüğü, Kurtuluş savaşı sonrasının özgün koşullarında bütünleştirici, kaynaştırıcı bir ulus yapısı inşa etmek içindi. Bana göre asla ayrımcı, ırkçı değildi. Eğer biz Atatürk’ün evrensel bu felsefesini, parçalanmak istenen ülkemin ve dünyanın bugünkü özgün koşullarında daha bütünleştirici kılmak ve ileri taşımak istiyorsak, ‘ırk, etnik köken veya dine dayanmayan hukuksal bir bağ içeren Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı’ denen bu evrensel ölçütlere evet demek zorundasınız.
Atatürk’ün felsefesini tümden yok sayıp; “Osmanlı döneminde ‘Türklük tanımı’ olmazdan, 600 yıl ırkları bil fiil kardeşçe yaşattı, İmparatorluğu genişletti. Bu nedenle Fransız ihtilalının bize dayattığı milliyetçiliği kafalardan silmeliyiz, çünkü Osmanlı bu kafalar yüzünden yıkıldı.” diyor ve buradaki evrensel ölçütleri araç olarak kullanıyorsan, bunun adı, din ve Osmanlı milliyetçiliğidir ki, var olandan tehlikelidir. Buna asla evet denemez.
Bilmeyen var mı; Bulgaristan’ın, Türklerin adlarını değiştirirken, salt biz değil, uygar devletlerin tümünün karşı çıktığını. Ne oldu? Vazgeçti. Ama ülkemde, değil kişi adı, Türkiye adı ortadan kaldırılmaya çalışılırken suskun kalanlar, en az yok edenler kadar suçludur.
Eğer, bir kimlikler gezegeninde yaşıyorsak, hiçbir kimlik, bir diğerinin altı ve üstü olmamalıdır. Yani kimlik kimliktir, altı üst diye kategorize edemeyiz.
Kimse Hitlerin üstün ırk düşüncesi taşımıyorsa, tüm kimlikleri bütünleştiren bir ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ve bu Cumhuriyet’te yaşayan, Türkçe, Lazca, Kürtçe, Çerkezce, Hemşince, Gürcüce.. konuşan, Türkçe eğitim gören ‘Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı’ diyorum.
Soruyorum, “Alman, Amerikan, Fransız.. vatandaşı olan, farklı kimliklerin kaçı kendi dillerinde eğitim görüyor?”
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar platformu
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder