GALATASARAY’Yİ ES-ES’TEN KALECİSİ VE KALESİ KURTARDI
3 Mart 2013
Yani, kaledeki Muslera ve kaledeki direkler kurtardı .
2 Mart 2013 tarihinde oynanan Süper Lig’in 24. Maçında Galatasaray Es-Es karşısında esip gürlemesini isterdim, fakat Es-Es karşısında esemedi. Es-Es’in kendisi esti fakat sonuç alamadı.
Melo’nun cezası bitmiş. Sahada. Gökhan Zan yine defansta.
Eskişehirspor’da, eski Galatasaraylılar; Necati Ateş, Servet Çetin ve Mehmet Güven başarılı sezon geçiriyorlar.. Mehmet sahada yok, Servet ve Necati oynuyor.
Servet, Drogba ile adeta savaştı. Ondan daha güçlü olduğunu göstermek istemesi onun için bir hata idi, çünkü Drogba karşısında sakatlandı. Drogba resmen 1 metreküpünde 10 torba çimento olan 500 dozlu beton gibi. Çarpan, darbe vurmuyor darbe alıyor.
İlk yarı ne Aslan, ne de Es-Es sahada vardı.
Galatasaray 4 deplasman maçın 1’in almış. Es-Es, 5 iç saha maçında birini kazanmış. Bakalım, kim gülecek?
Fatih Terim ve Hasan Gökhan Şaş tribünde. Ümit Davala ve Tafarel kulübede.
Galatasaray iyi değil. Hakem ise iyi niyetli değil. Galatasaraylı oyuncuların her faulüne sarı kart gösterdi. Sneijder, Melo’yu bu nedenle oyundan düşürdü, çünkü pres yapmaktan kaçındılar.
Birileri acaba yarınki BJK-FB derbisini mi düşünüyor? O maç nasılsa berabere bitecek ve GS farkı 10 ve 9 puan yapar endişesi mi vardı birilerinde?
Sahada en iyi oyuncu, Muslera idi. Çünkü ES’Es’in 2 önemli şutunu çıkardı.
İkinci yarı ben GS’dan gol bekliyorum.
Beklediğim olmadı. Eğer Kaleci ve Kale direkleri olmasa gol yerdik.
Galatasaray ikinci yarıya Ambrabat’ın yerine Riera ile başladı. Riera uzun zaman sonra eski bölgesinde oynayacak. Oynamaz olaydı, sol çizgide asılı kaldı.
Hakem ikinci yarı da sarılarını sarı kırmız GS’ya kullanmaya başladı. Bu maç sonuna dek devam etti. Es-Es’li topçuların değil sarı kartlı kırmızı kartlık pozisyonlarını bile es geçti.
GS, sağ kanadı ve orta alanı hiç kullanamadı. Drogba, Burak Es-Es’in çıkışlarında pres yapmadılar. Geriye yaslanmayan, önde oynayan Es-Es’li topçuları bu nedenle sürekli kaçırdılar. Defans dörtlüsü, fazla sırıtmadı, fakat yine de iyi bir Eboue, Tomáš Ujfaluši, Dany’nin daha fazla katkılı olacağını düşünüyorum.
Galatasaray 4-2-3-1 oynadı oynamasına da dediğim gibi iyi yansıtamadı sahada.
“Kamara’nın 7 golü var, Burak’ın 14. Bakalım kim sayısını artıracak?” diye düşündük düşünmesine de gerçekleşmedi, çünkü;sadece Galatasaray ve Es-Es puanlarını artırdı. Artırmayı fazlasıyla da Es-Es hak etti.
“Galatasaray her durumda takım olma çizgisini yakaladı. Terim, kulübede olsun, Tribünde olsun Galatasaray için fark etmiyor. Yeter ki, oyuncular sahada olsun. Yeter ki, Drogba, Sneijder, Burak, Selçuk ve diğer 7 oyuncu kendinde olsun.” demek isterdim, ama hiç de öyle olmayacak gibi. Terim’in bu üç maçlık cezası, aradaki puan farkını eritir endişesi yaratmıyor değil. 25. Gençlerbirliği maçını kesin alması gerekiyor.
Terim sanki ‘ben kulübede olmayınca, GS’da olmuyor’u kanıtlamak için, hiç oyuna müdahale etmedi.
Şaka bir yana, etmesi olası değildi ki. Doğru, telefonla olabilirdi. Baktın Drogba ve Burak pres yapmıyor, telefon talimatıyla al birini Umut’u koy. Baktın, sağ taraf çalışmıyor, Hamit’i koy. Baktın, aldığı sarı kart ile oyundan düşürülen Sneijder oynamıyor, Emre Çolak’ı koy.
Evet, hakem, Orduspor maçının özellikle birinci devre’deki kararlarıyla Galatasaray’ı fazlasıyla olumsuz etkileyince, Terim hakeme sitem ediyor; ne bir küfür ne de bir hakaret içeren vücut dili kullaıyor. Durum bu iken disipline gönderiliyor ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Fatih Terim'e 3 resmi müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ile 30 bin TL para cezası verdi. Yetmedi, Kurul ayrıca Galatasaray antrenörü Hasan Gökhan Şaş'ı 1 maç ceza verdi. Ve Tahkim kurulu ikisinin de cezasını onadı.
Korkum, Galatasaray’ın bu sene Bu TFF ve MHKE VE Tahkim Ve de PFDK ikili stand yüzünden avucunu yalaması. İnsaf be kardeşim! Hakeme küfreden, tüküren Mereles’in 12 maçlık cezasını 4’ e indir, Emre Belezoğlu’nun küfrünü es geç, Terim ve Şaş’a ceza ver. Nedir bu? Ceza kriterleriyle asla örtüşmeyen, TFF ve PFDK’nın bu duruşu futbolumuzu değil de Galatasaray’ı bir yerlere taşıyacak gibi.
Birileri; Hollandalı futbolcunun 4-2-3-1 sisteminde oynamasının oldukça zor olduğunu söylüyor. Sneijder "Bir Alex değil" miş. Alex'in Fenerbahçe'de üçlü orta sahada oynayamadığını ancak Sneijder'in oynayabileceğini gibi çelişen yorumlar yapılıyor. Sneijder, elbette ki Alex değil, çünkü o Sneijder ve her yerde ve her koşulda oynar. Tıpkı Drogba gibi.
Üzgünüm, bugün oynayamadı. Nedeni de hakemin haksız yere gösterdiği sarı kart. O karttan sonra, pres yapmaktan, ileri de basmaktan çekindi, Sneijder.
Ali Dürüst’ün geçen haftaki Orduspor maçından sonra yaptığı açıklamada haklı olabilir, olmasına da; gerilim olmamalı denen ortamda savaş baltalarını çıkarırcasına söylemlerde bulunması da doğru değildi.
Fakat bugünkü maçı görünce, hak vermek gerektiğini düşündüm.
Doğru olmayan bir konuda, Terim’in tribüne gönderilmesinde kullandığı sözler nedeniyle, bir şımarık ve de bilgiç kimliğin ‘Yazıklar olsun Terim’e’ ifadesini kullanması da hiç doğru değil.
Bir başka yanlış da, Abdurrahim Albayrak’ın yanında oturmaktır, çünkü her an biri sakatlanabilir. Maazallah, sakın yedek topçuları yanında oturtmayın, kesin, futbolcunun futbol yaşamı biter. Evet, gol sonrası tanımlanması zor Abdurrahim coşkusu, kesin dikkat edilmesi gereken ve zapt edilmesi gerek bir coşku.
Terim için; Orduspor maçında çıkardığı kadro yüzünden, “Drogba'yı, Sneijder' değil Kaka'yı istiyordum görün hallerini" demek istedi diye düşündüm, fakat Drogba ve Sneijder sanki olaya el koydu ve maçı aldı. Buda bende şunu çağrıştırdı; Terim'in tribünde olması bir şey değiştirmeyecek. Artık GS’yi, Barcelano gibi kim çalıştırırsa çalıştırsın oyuncu kalitesiyle sonuca gidecek takım oldu.” derken, Eskişehir’deki futbol bu düşüncemi öteledi.
Eğer, Es-Es’li topçular, Drogba ve Sneijder’e teknik becerilerini gösterip hava atmasalar, kaleye şut atsalar, kesin 3 puanın sahibi idiler. Erkan Zengin, Alper Potuk resmen arı gibi çalışan, fakat fazla bal yapmayan Yusuf Şimşek gibi oynadılar. Necati hepsinden iyi idi.
Doğrudur; Ersun Yenal, Es-Es’i iyi oynattı, fakat yanlış yaptı, Terim gibi. Maçın sonlarında(85) aldığı Nuhiu’yu neden ilk 11’de oynatmadı ki? Nuhiu’nu iki şutu, biri iki kez olmak üzere, 3 kez direkten döndü. Adam hava toplarına Drogba kadar hakim. İkinci hatası, ileri uçtakilerin bireysel oymalarının önüne geçmemesi idi.
Kim mi iyi oynadı Galatasaray’da? Elbette ki; kaledeki Muslera ve direkler. Gerçekten, GS bugün takım olarak iyi değildi. 1 puanı kesin hak etmemişti. Bu hak etmediği puan belki GS’yi şampiyon yapacak, fazlasıyla hak ettiği kayıp 2 puan da GS’yi şampiyonluktan edecek.
Bir takım veya oyuncular her maçta iyi oynayacak diye bir koşul yok. Bazen kötü de oynayacaklar. Eğer kötü oynarken puan ve puanlar alıyorsa, fazla bir şey kaybedilmemiş demektir.
Barcelano GS’dan kötü oynuyor son haftalarda. Bir bakmışsınız, Şampiyonlar Ligi’nde finalini Barca ile oynar ve bu kötü Barca’yı barçalarız.
Stat: Eskişehir Atatürk
Hakemler: Bülent Yıldırım, Ekrem Kan, Asım Yusuf Öz
Eskişehirspor: Boffin, Akaminko, Servet (Dk. 35 Causic), Diego, Veysel, Hürriyet, Alper, Tello, Kamara (Dk. 85 Nuhiu), Necati (Dk. 90 Özgür), Erkan
Yedekler: Kayacan, Mrkela, Serol, Tarık
Teknik Direktör: Ersun Yanal
Galatasaray: Muslera, Gökhan, Selçuk, Melo (Dk. 71 Aydın), Drogba, Sneijder, Burak, Hakan, Semih, Amrabat (Dk. 46 Riera), Sabri
Yedekler: Eray, Eboue, Hamit, Emre, Umut
Antrenör: Ümit Davala(Teknik Direktör Fatih Terim cezalı)
http://blog.milliyet.com.tr/galatasaray-in-aslanlari-yilmaz/Blog/?BlogNo=391213
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder